Alanya’nın batı mahallerinin yaylak olarak kullandığı Gündoğmuş ilçe sınırlarında 2877 rakımlı Geyik Dağı eteklerinde bulunan 2070 rakımda ki Eğrigöl başta olmak üzere Karıngöl, Kurugöl, Küllügöl, Durucagöl tehlike altında. Doğa severler bu durumdan dolayı büyük endişe yaşıyor. İnsan baskısı ve iklim değişikliği etkisiyle kırmızı dağ laleleri neredeyse açmazken az sayıda mor çiğdemler ve hala yaygınlığını sürdüren sarı çiğdemleri mangal atıkları, driftçilerin lastik izleri, çöpler ve boş mermi kovanları aldı.
‘YOK OLMADAN ÖNLEM ALALIM’
Doğa harikası Eğrigöl için acil yapılması gerekenler başlığı altında bir paylaşım yapan Çevre tutkunu Mustafa Ünal, “Herkesin gidip görmesi gezmesi en doğal hakkıdır ancak bu güzellik yok olmadan önlemler şart. Araç park yerleri yapılmalı yeşil alanlara araçların park edilmesi önlenmeli. Yeşil alanlara ateş yakılması kesinlikle yasak olmalı. Belirli noktalara çöp konteyneri konulmalı, Patlayıcı aletler ve yüksek ses önlenmelidir. Arazi araçları ile yeşil alanlarda drift kesinlikle yasak olmalı. Göl etrafına gelişi güzel yapılaşmaya izin verilmemeli. Endemik bitki türlerinin kazılması, koparılması önlenmelidir. Bu güzellik ülkemizin, hepimizin, hep birlikte koruyalım hep birlikte sahip çıkalım” çağrısında bulundu.
EĞRİGÖL’ÜN KORUNMASI GEREKEN BİR KONUDUR
Eğrigöl’deki durumu gözlemleyen önceki yıl Geyik Dağı eteklerinde keşfettiği ettiği ‘sirk buzulu’ ile tanınan doğa gezgini ve dağcı Hasan Hüseyin Kahrıman, bu sene göl çevresinde hiç çiçek olmadığını, kar miktarının yok denecek kadar az olduğunu geçtiğimiz günlerde paylaşmıştı. Kahrıman, “Normalde bu mevsimde yaylaya giden araç yolları karla kapalı olurdu. Gündoğmuş Belediyesi ve Hadim Belediyesi, yaylayı süsleyen rengarenk çiçeklerin zarar görmemesi için karla kapalı yolları mayıs sonuna kadar açmazdı. Ancak bu sene hem kar yok hem de çiçekler maalesef açmamış” diyerek endişesini dile getirdi. Kahrıman, Eğrigöl’ün acil olarak milli park olarak ilan edilmesi gerektiğini vurgulayıp göl çevresinde silah atıldığı için kuşların tedirgin olduğunu ve çayırlarda yapılan driftlerin, mevcut doğal yapıya daha fazla zarar verdiğini söylemişti.
13 YILDA ERİMİŞ
2010 yılındaki uydu görüntülerine göre belirlenen buzul yüzey alanının ise 44 bin 500 metrekare olduğu hesaplanırken buzulun Kahrıman tarafından bulunduğu 2023 yılında ise 8030 metrekareye kadar düştüğü bu durum ise iklim değişikliğinin en somut örneklerinde olduğu görülmüştü. İklim değişikliğine ilişkin bir diğer örnek ise önceki yıllarda Mayıs ayında dahi kar tünellerinden geçilen, iş makinalarının boyunu aşan kar kütlerinde geriye sadece anılar kaldı.
“TAŞELİ PLATOSU MİLLİ PARK OLSUN”
“Taşeli Platosu Milli Park Koordinasyon Kurulu” tarafından Manavgat Çayı ile İskenderun Körfezi arasındaki bölge için hazırlanan Alara-Geyik Dağı Milli Park Projesi raporu sivil bir inisiyatif olan ve Gündoğmuş Grubu öncülüğünde de tehlikenin fark edilmesi için toplantılar düzenlenmişti.
BİLİMSEL LİTERATÜRE GİRDİ
Taşeli Platosu Milli Park Projesi Koordinasyon Kurulu Üyesi ve Dokuz Eylül Üniversitesi Jeoloji Mühendisliği Bölümü Emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Sacit Özer, bölgeye ilişkin daha önce yaptığı açıklamasında "Türkiye’deki endemik bitki topluluğunun yarısına yakını bu bölgede yaşıyor. Orta Toroslar çok özel, çok zengin bir coğrafya. Burada korunması gereken birçok veri var. Bunlardan biri de fosiller. Araştırmaları derinleştirdikçe daha net görüyoruz. Geyik Dağı’nda 2 bin 800 metrede bulunan 90 milyon yıllık deniz canlısı fosillerin bilimsel çalışmalara ışık tutuyor. Bölgedeki yaşamın jeolojik yaş olarak 70 -75 milyon yıl önceye ait olduğu düşünülüyordu. Fakat bulduğumuz fosillerle birlikte 90 milyon yıl önceye ait izler bulmuş olduk” dedi.
MİLLİ PARK OLURSA KORUNACAK
Toroslar üzerinde yıllar süren çalışmalar yapan Sacit Özer, Taşeli Platosu’nun hemen her noktasında fosillerin bulunduğuna işaret ederek, fosil yataklarının korunması gerektiğini dile getirdi. Antalya’da Gündoğmuş, Akseki ve Finike ilçelerinde de fosil yatakları bulunduğunu belirten Özer, milyonlarca yıllık bu doğal mirasın kentte kurulacak bir fosil müzesinde korunması, sergilenmesi ve kamunun yararına sunulması çağrısında bulundu.
FOSİL YATAKLARI RAPORU
Özer, bölgenin milli park olması taleplerinin gerekçelerini ise şöyle sıraladı: “Bölge milli park olabilirse bunlar korunacak. En önemlisi sürdürülebilirlik. Bölgeye özgü değerlerin her biri korunurken aynı zamanda yeniden üretilerek yerel halkın geçimine de destek sağlayacak. O kültür devam edecek. Süreç Bakanlık’ta. Gündoğmuş ve Alara’yı da içine alan bölgeye ilişkin bir rapor sunduk, sonuç bekliyoruz. Eğer milli park olursa bölgeye müze ya da müzecikler yaparız. Bu konuda planlarımız var.”
ENDEMİK YILAN TÜRÜ TEHDİT ALTINDA
2016 yılında doğa gözlemcisi ve fotoğrafçısı Murat Şenlik tarafından ilk olarak Anadolu engereğinin bir alt türü "Vipera anatolica" Geyik Dağı eteğindeki mermer ocağının neslinin son örneği olan bu yılanın yok olmaması için Ege Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Zooloji Anabilim Dalı'ndan öğretim üyesi Prof. Dr. Bayram Göçmen’in de çağrısının ardından kapatılmıştı. Geyik Dağları'nda, nesli tehlike altındaki endemik Anadolu engereğinin yeni bir alt türünü fotoğraflayarak keşfinin yapılmasını sağlayan Murat Şenlik’e ithafen bu türe ‘senliki’ adı verilmişti. Mermer ocağı kapatılarak engerek nesli korumaya alınırken diğer yandan arazi araçları, gelişi güzel kamplar nedeniyle bitki türleri gibi ‘senliki’ yılanı ve diğer canlılarda risk altında. Resmi kurumların ise konuya yeterince önem vermemesi en önemli sorunların başında geliyor.
BİLİM İNSANLARI TEHLİKENİN FARKINDA
Bilim İnsanı Doç. Dr. Candan Aykurt’un Alara-Geyik Dağı Milli Park olması planlanan bölgede yaptığı araştırmaların özetinde; Milli Park olarak ilan edilmesi düşünülen alan içinde 1500’ün üzerinde bitki türünün yayılış göstermekte. Endemik olan 100 bitki türünün çoğu küresel ve/veya Avrupa ölçeğinde tehdit altında. Endemik türlerden bir kısmı sadece lokal yayılışa sahip olup sadece bu alan içinde izole konumdadır. Bu türlerin çoğunun Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) tehlike kategorisi CR olarak değerlendirilmekte. Bölgede 20 endemik olmayan bitki türü de tehdit altında. Diyerek acil önlem talebinde bulunmuştu. -Alkın BİRİCİK