Almanya'da yaşayan Ümmü Demirkıran, Alanya’nın Kestel Mahallesinde denize nazır 1,5 milyon avro değerindeki arsasının sahte kimlik ve pasaport kullanılarak satıldığını ifade ettiği dolandırıcılık olayına ilişkin hukuki mücadelesini resmen başlattı. Demirkıran avukatı Haydar Uyar ile birlikte Alanya Cumhuriyet Başsavcılığına olayın sorumluları hakkında işlem yapılması için şikayette bulunurken tapunun iptali ve yeniden tescili içinde başvurdu.
YENİ SATIŞIN ÖNÜNE GEÇİLDİ
1987’de eşi ile satın aldığı arsanın 3'te 1 fiyatına satışa çıktığını bir tanıdığı aracılığı ile öğrenen Ümmü Demirkıran, durumdan haberdar olur olmaz Almanya’dan Alanya’ya geldi. M.E adlı emlakçının internet sitesinde arsanın ilan edildiğini gören gurbetçi kadın, arsanın 1 ay önce bqşkasınq satıldığını, ikinci defa satış için ilana çıktığını da tespit etti. Mağdur kadın Avukatı aracılığı ile Cumhuriyet Başsavcılığına giderek Alanya Belediyesi'nde önceki dönemde yönetici olarak da görev yapan, görevinden istifa ettikten sonra emlak danışmanı hizmet veren M.E., tapuyu üzerine geçiren Mehmet. Y.Ö ile olayda dahli olabilecekler hakkında suç duyusunda bulundu. Alanya 6. Asliye Hukuk Mahkemesi, Kestel Mahallesi 904 ada 74 parselde bulunan arsanın 3'ncü kişilere devir ve temlikini önlemek için ihtiyati tedbir kararı konulmasına kararın da Alanya Tapu Müdürlüğüne resmi yazı gönderilmesine karar verildi.
ÜLKE GÜNDEMİNE OTURDU
Gazetemizin ‘Tapu vurgunu’ başlığı ile okuyucularına duyurduğu dolandırıcılık olayın yaygın medya tarafından da gündeme taşındı. Ülkenin en önemli medya organları ‘Sahte pasaport ve kimlikle dolandırıcılık: 1,5 milyon euro'luk arsası satıldı’ başlığı ile konuyu sürdürdü.
‘TAŞINMAZ TİCARETİ YETKİ BELGESİ OLMALI’
Alanya Emlak Komisyoncuları Derneği (ALEKOD) Başkanı Abdullah Tuncer, olayı ilişkin değerlendirmesinde “Yaşanan bu olay, sektörümüz açısından son derece vahim bir hadise olup, zaten hassas olan meslek itibarımıza yeni bir darbe vuracağı aşikardır. Gayrimenkul satış süreci, dikkat ve özen gerektiren hassas adımlardan oluşmaktadır. Bu tür olumsuzluklarla karşılaşmamak için öncelikle Taşınmaz Ticareti Yetki Belgesine sahip emlak firmalarının tercih edilmesi büyük önem taşır. Özellikle; Satın alınacak gayrimenkulün gerçek sahibi veya noter onaylı vekiliyle doğrudan görüşmeden, Gayrimenkulün üzerinde ipotek, haciz veya satışa engel bir kısıtlama olup olmadığını güncel tapu kaydından kontrol etmeden, herhangi bir kapora veya ödeme yapılmamalıdır.” Dedi.
‘EMLAKÇI DEĞİL SAHTE EMLAKÇI DOLANDIRIR’
Tüm ödemelerin doğrudan mülk sahibinin banka hesabına yapılmasına vurgu yapan Tuncer, “Alıcıların kendilerini güvence altına almalarının en temel adımlarından biridir. Mülk sahibi veya resmi vekili dışında hiçbir kişiye ödeme yapılmamalıdır. Unutulmamalıdır ki gayrimenkul alım-satımı, bir insanın hayatında birkaç kez karşılaşabileceği önemli işlemlerden biridir ve doğası gereği karmaşıktır. Bu nedenle mutlaka Taşınmaz Ticareti Yetki Belgesi sahibi, itibarlı bir emlak firmasıyla çalışılması bu tür olumsuzlukların yaşanma riskini ciddi şekilde azaltacak. Sonuç olarak; Emlakçı dolandırmaz, sahte emlakçı dolandırır. İşi emlakçılık olmayan kişiler aracılığıyla yapılan işlemler, vatandaşları birikimlerinden edebilir. -Alkın BİRİCİK