Antalya'nın özgün mimarisine sahip Antalya Arkeoloji Müzesi'nin planlanan yeni proje dahilinde tamamen ortadan kaldırılmaması için Antalya Kültürel Miras Derneği harekete geçti. Dernek, müzenin bir bölümünün muhafaza edilerek işlevlendirilmesi amacıyla Antalya Kültür Varlıklarını Koruma Bölge Kurulu'na resmi başvuruda bulundu.
Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın depreme karşı güvensiz olduğu gerekçesiyle yıktırma kararı aldığı Antalya Arkeoloji Müzesi'nin yerine, yarı açık-yarı kapalı yeni bir müze kompleksi inşa edilmesi düşünülüyor. Yeni müze projesi, 20 Mart'ta Kültür Varlıkları ve Müzeler Genel Müdürü Birol İnceciköz'ün katılımıyla Antalya Arkeoloji Müzesi'nde düzenlenen bir toplantıda kamuoyuna tanıtılmıştı. İnceciköz, mevcut yapının deprem analizlerinin riskli sonuçlar verdiğini ve güçlendirme çalışmalarının dahi müzenin gelecekteki ihtiyaçlarını karşılamayacağını belirtmişti.
Antalya Kültürel Miras Derneği'nin Koruma Bölge Kurulu'na sunduğu dilekçede, Antalya Arkeoloji Müzesi'nin mimari tasarımının Türkiye'de ulusal bir yarışma sonucu elde edilen ilk örneklerden olduğu vurgulanarak şu ifadelere yer verildi: "Antalya Arkeoloji Müzesi, 1964'te ulusal bir yarışmayla seçilmiş, ülkemizin ilk özel müze binası olma özelliğini taşımaktadır. Projenin yaratıcısı, İstanbul Manifaturacılar Çarşısı (İMÇ), Lassa Lastik Fabrikası, Stad Oteli (şimdiki Ankara Radisson Oteli) gibi pek çok ödüllü esere imza atan Doğan Tekeli ve Sami Sisa'dır. Bu yapı, doğal dokuyla bütünleşen ve yatay hatlarıyla Akdeniz mimarisinin kendine has örneklerindendir. 1972'deki kuruluşundan itibaren şehrimizin tanınmış silüetlerinden biri olmuştur."
Başvuruda, mevcut müzenin bu yenilikçi ve başarılı mimari tasarımıyla birlikte, sergilemeye uygun alanları sayesinde 1988 yılında Avrupa Konseyi Özel Ödülü'ne layık görüldüğü de belirtildi. Antalya Arkeoloji Müzesi'nin sadece fiziksel özellikleriyle değil, aynı zamanda şehrin ortak belleğinin somut bir ifadesi olduğu vurgulandı. Yıllardır Antalyalıların ve ziyaretçilerin hatıralarında yer edinen bu yapının yıkılmasının, şehrin kimliğine indirilecek büyük bir darbe olacağı ifade edilerek, "Şehirler için hafıza mekanları, geçmişle geleceği birbirine bağlayan, toplumsal dayanışmayı güçlendiren ve aidiyet duygusunu pekiştiren hayati unsurlardır. Antalya Müzesi de bu bağlamda şehrimiz için yeri doldurulamaz bir hafıza mekanıdır" denildi.
Başvuruda, Bölge Kurulu'nun Dokuma Fabrikası ve Pil Fabrikası binaları için aldığı kısmi koruma kararlarının Türkiye'ye örnek teşkil ettiği belirtilerek, aynı duyarlılığın Arkeoloji Müzesi için de gösterilmesi talep edildi. Dilekçede şu ifadelere yer verildi:
"Antalya Dokuma Fabrikası ve Pil Fabrikası gibi endüstriyel miras yapılarında kısmi koruma kararı alarak toplumsal hafıza mekanlarının önemi konusunda ülkemize örnek teşkil eden yaklaşımlar sergileyen Antalya Kültür Varlıkları Koruma Bölge Kurulu'nun, Antalya Arkeoloji Müzesi binasının yarışma projesiyle inşa edilen özgün mimari yapısı için de aynı hassasiyeti göstermesi, koruma prensiplerinin bir gereğidir. Bu doğrultuda, Antalya Arkeoloji Müzesi binasının yıkımının durdurulmasını ve yukarıda belirtilen nitelikleri ve önemi nedeniyle ilgili kanun, yönetmelik ve ilke kararları çerçevesinde kültür varlığı olarak korunması hususunda gereğini saygılarımızla arz ve talep ederiz."
Antalya Kültürel Miras Derneği, Antalya Arkeoloji Müzesi'nin yıkımının engellenmesi ve bir bölümünün korunarak kullanılması yönündeki girişimlerine destek olmaları için kentteki sivil toplum kuruluşlarının yanı sıra, UNESCO Türkiye Milli Komisyonu, ICOMOS Türkiye Milli Komitesi ve DOCOMOMO Türkiye Çalışma Grubu'na çağrıda bulundu. Yıkımın durdurulması ve kısmi koruma kararı alınması talebinin, Bölge Kurulu'nun gelecek toplantısında değerlendirilmesi bekleniyor. -Haber Merkezi