Karadeniz Teknik Üniversitesi (KTÜ) Heyelan Uygulama Araştırma Merkezi’nin bölgedeki depremlerin ikincil afetlere etkisini araştırdığını belirten Prof. Dr. Hakan Ersoy, yaşanan sarsıntıların heyelan, taşkın ve kaya düşmesi gibi olayları tetikleyebileceğine dikkat çekti. "Heyelan ve kaya düşmelerinin en önemli nedenleri arasında depremlerin yarattığı titreşimler ve yoğun yağışlar yer alıyor. Özellikle Trabzon’da yılbaşından itibaren meydana gelen küçük ölçekli depremler, bu afetlerin oluşma riskini artırabilir," dedi.

DOLGU ALANLARI DAHA FAZLA RİSK ALTINDA 


Ersoy, Doğu Karadeniz’de yerleşim alanlarının büyük bir kısmının dolgu araziler üzerinde kurulu olduğuna işaret ederek, "Depremlerin büyüklüğü değişmese de, dolgu zeminlerde yaşanan sarsıntılar kaya zeminlere göre çok daha güçlü hissedilir. Bu durum, yapı güvenliği açısından önemli bir sorun oluşturuyor," diye konuştu.

DİRİ FAY HARİTASI GÜNCELLENİYOR 


Deprem Araştırma ve Uygulama Merkezi (DAUM) Müdürü Prof. Dr. Hasan Sözbilir ise Karadeniz kıyılarında yer alan diri fayların Türkiye diri fay haritasına işlendiğini ve bu durumun bölgenin deprem tehlike seviyesini artıracağını belirtti. "Son dönemde elde edilen jeolojik veriler, Sinop ile Artvin arasındaki bölgede, kıyıya yakın kesimlerde diri fayların bulunduğunu ortaya koyuyor. Ayrıca, deniz jeolojisi ve jeofiziği çalışmalarında Karadeniz’in altında deprem üretme potansiyeli olan faylar tespit edildi. Bu bilgiler doğrultusunda deprem tehlikesi haritası güncelleniyor," dedi.

ÖNLEMLER HAYATİ DEĞERDE 


Uzmanlar, bölgedeki küçük ölçekli depremlerin yıkıcı bir etkisi olmamasına rağmen ikincil afet riskini artırdığına dikkat çekerek, olası olumsuzlukların önlenmesi için yapısal önlemler alınması gerektiğini vurguladı. Prof. Dr. Sözbilir, "İkincil afet bölgelerinin önceden belirlenmesi ve bu tür olaylara karşı önleyici adımlar atılması büyük önem taşıyor," ifadelerini kullandı.

Kaynak: Haber Merkezi