Yumuşak doku kanserleri, kas, yağ, bağ dokusu, damarlar ve sinirlerde gelişebilen, vücudun herhangi bir yerinde oluşabilen nadir kanser türlerindendir. En sık kollarda, bacaklarda ve karın bölgesinde görülse de, çocukluk ve gençlik dönemi kanserlerinin yaklaşık yüzde 6,6'sını oluşturur. Bu kanser türleri, erken evrelerde belirti vermediği için tedaviye geç başlanması riski taşır.
Prof. Dr. Aydın, "Yumuşak doku tümörlerinin çoğu kas ve organlarda belirgin bir şişlik göstermeden ilerleyebilir" diyerek, hastalığın tanısının zor olabileceğine dikkat çekti. Çocuklarda görülen bu tümörlerin genetik faktörler, kimyasal maddelere maruz kalma ve travmalarla bağlantılı olabileceğini belirtti.
YUMUŞAK DOKU KANSERİNİN BELİRTİLERİ VE TANISI
Yumuşak doku kanserinin erken teşhisinde önemli rol oynayan belirtiler arasında, kemiklerde zayıflama ve kırılmalar, eklem şişlikleri, yorgunluk, ateş, kilo kaybı ve anemi yer alır. Kesin tanı için biyopsi gerektiğini söyleyen Prof. Dr. Aydın, tanı koymak için ortopedik onkologların detaylı muayene ve görüntüleme yöntemlerine başvurduğunu belirtti.
YUMUŞAK DOKU KANSERİNDE TEDAVİ YÖNTEMLERİ
Yumuşak doku tümörlerinin tedavisinde cerrahi müdahale, radyoterapi ve kemoterapi yöntemleri kullanılmaktadır. Prof. Dr. Aydın, erken teşhisin tedavi sürecindeki önemine dikkat çekerek, "Erken tanı ve deneyimli bir ortopedik onkolog ile tedavi edilmesi çok önemlidir" dedi. Özellikle tümörlerin büyümesinin durdurulmasında radyoterapinin rolü büyük.
GENETİK RİSK TAŞIYANLAR TAKİP ETMELİ
Yumuşak doku kanserine genetik yatkınlığı olan kişilerin düzenli aralıklarla izlenmesi gerektiğini vurgulayan Prof. Dr. Aydın, "Derin yerleşimli, ağrılı ve büyük boyutlu kitleler yumuşak doku sarkomundan şüphe uyandırmalıdır" dedi. -İHA