Kiracılar ile ev sahipleri arasında anlaşmazlıklar hızla artıyor. Yüksek kira bedelleri, tahliye davalarının çoğalması ve mahkemelerin aldığı yeni kararlar, taraflar arasındaki hukuki süreci daha da zorlaştırıyor. Son olarak, bir mahkeme yıkılan bir binanın masraflarını kiracının ödemesi gerektiğine karar verince, bu tür davalar daha da dikkat çekici hale geldi.

HUKUKÇULARDAN KRİTİK AÇIKLAMALAR 

Hukukçular, tahliye sürecinde kiracıların hakları ve ev sahiplerinin hangi durumlarda tahliye talebinde bulunabileceği konusunda açıklamalarda bulundu. Avukat Gizem Gonce, tahliye sürecinde kiracıların yasal haklarını savunurken, ev sahiplerinin de yasal yollarla tahliye işlemi başlatabileceklerini belirtti. Kiracılar, mahkeme kararıyla tahliye işlemlerine karşı itiraz edebilecekleri gibi, bazı durumlarda ev sahibinin haksız bulunması sonucu masraflardan sorumlu tutulmayacak.

EV SAHİPLERİNE YASAL SINIRLAMALAR 

Ev sahiplerinin kiracıyı tahliye etme hakkı, belirli yasal sebeplere dayanıyor. Kira bedelinin düzenli ödenmemesi, ev sahibine tahliye davası açma hakkı verirken, kiracıyı ev sahibinin kişisel ihtiyacı için tahliye ettirenler, tazminat ödeme yükümlülüğü ile karşılaşabiliyor. Ayrıca, ev sahiplerinin "ben oturacağım" şeklindeki talepleri de hukuken geçerli bir tahliye gerekçesi oluşturabiliyor.

TAHLİYE DAVALARINDA SÜREÇ NASIL İŞLER?

Avukat Emre Doğan, tahliye davalarının icra sürecini şu şekilde açıkladı: Kiracılar, tahliye işlemini durdurmak için belirli bir kira bedelini icra dosyasına yatırarak, tahliye kararını erteleme hakkına sahiptir. Ancak, ev sahibinin başvurusu ile icra dairesi, tahliye işlemini başlatabilir. Kiracılar, sözleşme bitiminden 15 gün önce yazılı bildirim yaparak tahliye etmeyi taahhüt etmezse, ev sahibinin tek taraflı tahliye işlemi yapması mümkün olmayacaktır.

KİRACININ TAHLİYESİ İÇİN GEÇERLİ DURUMLAR

Türk Borçlar Kanunu’na göre, kiracının tahliyesi için geçerli olan sebepler arasında ödenmeyen kira borcu, kiracının yazılı tahliye taahhüdü, ev sahibinin taşınmazı kullanma ihtiyacı, kira sözleşmesinin 10 yıllık süresinin dolması, kentsel dönüşüm ve yeniden inşa gereklilikleri bulunuyor.

Tahliye davaları, kira artışları ve kentsel dönüşüm süreçleri, kiracıları ve ev sahiplerini zor durumda bırakıyor. Hukukçular, tarafların sözleşme şartlarına uygun hareket etmeleri ve haklarını bilinçli şekilde savunmaları gerektiğini vurguluyor. -Haber Merkezi 

Kaynak: Haber Merkezi