Köylüler, taş ocağı yapılması planlanan maden sahasının, taş ocağının olduğu yerin Serinyaka Köyüne oldukça yakın olduğunu ve dinamitle patlama yapılacağını ve etrafının yapan hayatı ve yerleşim yeri olduğunu vurgusunu yaptılar.
"BÖLGEDE YABAN HAYATI VE ENDEMİK BİTKİLER VAR"
Serinyaka Mahallesi’nin ileri gelenlerinden olan Hasan Hüseyin Arsalan, “Burada dinamitle patlatmalar yapılacak. Taş ocağının olduğu yerden mahallemiz görünüyor. Etrafı yerleşim yerleri. Hayvancılık yapılan yerler. Gündoğmuş Antalya yolu hemen karşımızda. Köyümüze giden yol ile arası on metre. Taş ocağı yapılmak istenen arazinin hemen yan tarafında tarım arazileri var. Köyümüzün karşısında bulunan taş ocağında yapılan patlatmalar sonucunda köyümüzdeki bazı evlerin camları kırılmış, zarar görmüştür. Gürültüden tozdan geçilmiyor. Bu bölgede dinamitle patlatma yapılacak. Bu durum biz mahalleliler için son derece tehlikeli. Burası aynı zamanda doğal bir yaşam alanıdır. Endemik bitkiler, nesli tükenmekle karşı karşıya olan yaban keçileri ile boz ayıların yaşam alanı” dediler.
“BÖLGE HALKI TAŞ OCAĞI İSTEMİYOR”
Arsalan, “Bu taş ocağına izin verilmesi durumunda sadece köylüler değil, kurdu, kuşu, hayvanı, böceği, kuşu tamamıyla doğa etkilenecektir. Ölüme mahkum olacaktır. Köyümüz denizden 460 metre yükseklikte. Etrafı orman ile çevrili. İklimi son derece yaşamaya uygun bir yer. Gündoğmuş’un dünyanın sayılı yaşanılabilecek yerlerinden olduğu da unutulmamalıdır. Burada bu taş ocağı çalışması yapıldığı tüm bu özelliklerimizi kaybedeceğiz. Bölge halkı taş ocağını istemiyor. Çevremizde bulunan arazi sahipleri yasal başvuru yaptılar. Hukuki süreci başlattık” ifadelerine yer verdi.
“SERİNLİK VEREN BİR VADİ”
Serinyaka Mahallesi sakinlerinden İsmail Kaya, Taş Ocağı yapılmak istenen yerin köye doğru serinlik veren bir vadi olduğun belirterek şunları söyledi:
“Buradaki serinlik Karpuz Çayı’ndan Senire kadar devam eder. Burada yazın esen serinlik ile taş ocağı çalışması sırasında kalkan tozlar bütün köye kadar gider. Burası bir vadi ve esintisi olan bir yer.”
"BU KÖYDEN DIŞARI ÇIKMADIM"
Doğma büyüme buralıyım diyen köy sakinlerinden Döndü Solma, bahçe sularının dahi kuruduğunu ve taş ocağının yapılmasına karşı olduğunu söyleyerek,“Köyümüzün karşısında bulunan taş ocağı yüzünden, suyumuz kurudu. Evimizin duvarlarında çatlaklar oluştu. Altmış yaşındayım. Bu köyden dışarı çıkmadım. Arılarımızın hayatı gidecek. Karşıdaki taş ocağının tozundan bademlerimiz meyve verme oldu. Arılarımız öldü. Elimizden geleni yapacağız, yaptırtmayacağız” dedi.
“RUHSAT İPTAL EDİLENE KADAR KÖYLÜNÜN YANINDAYIM”
CHP Antalya Milletvekili Mustafa Erdem, Gündoğmuş'un Serinyaka Mahallesi'nde açılması planlanan taş ocağına "ÇED raporu gerekli değildir" kararı verilmesine tepki gösterdi. Erdem, taş ve mermer ocaklarının Antalya’nın doğasına zarar verdiğini belirterek, ruhsat iptal edilene kadar köylülerin yanında olacağını vurguladı. CHP Antalya Milletvekili Erdem, Gündoğmuş’un Serinyaka mahallesinde Manav Oğlu İnşaat tarafından açılması planlanan taş ocağına, ÇED gerekli değildir raporu verilmesine tepki gösterdi. AK Parti iktidarı döneminde “Antalya’nın dağları taş ve mermer ocakları ile adeta tahrip edilmiş durumda” dedi.
“MASA BAŞINDA RUHSATLAR DAĞITILIYOR”
Gündoğmuş’ta Serinyaka mahallesinde yer alan 90765 Ruhsat Numaralı ve 3445413 Erişim Numaralı 56,43 hektarlık sahanın 10,73 hektarlık kısmında, Manav Oğlu İnşaat Nakliyat Madencilik ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan Maden Ocağı ve Kırma Eleme Tesisi projesi ile ilgili olarak, Antalya Valiliği Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nce ‘ÇED raporu gerekli değildir’ kararı verilmesini eleştiren Mustafa Erdem, “Bu projeler yalnızca bugünü değil, geleceği de tehdit ediyor. Antalya’nın doğası, tarımı, hayvancılığı, suyu geri döndürülemez bir şekilde zarar görüyor” dedi. Uydu görüntülerine bile bakıldığında Antalya’nın dağlarına, taş ve mermer ocaklarının ne kadar çok zarar verildiğinin görülebileceğini söyleyen Erdem, “ÇED raporlarıyla bölge halkına rağmen masa başında ruhsatlar dağıtılıyor” dedi.
“KÖYLÜ HAKKINI SAVUNMAK İÇİN KOMİTE OLUŞTURDU”
Serinyaka Mahallesi sakinlerinden Hasan Hüseyin Arslan’da söz konusu taş ocağı ile ilgili yaşananları şöyle ifade etti: Taş ocağı olarak kiralanan tepeyi gösteren muhtar, “Kiralanan arsanın çevresinde mahalle sakinlerinin tapulu arsaları var. Ayrıca yine arsanın hemen yakınında incir deresi denilen su kaynağı bölgesi var. Bu maden yapılacak saha 2023 yılında alınmış. Fakat bu alımdan ne mahalle halkının ne muhtarlığımız bir bilgisi yok. Yaz sonunda orman işletmeden rapor istiyorlar o rapordan sonra bizim bu satış ve sahadan haberimiz oldu. 3 hafta öncede bu askıya çıktı. Askıya çıkan raporda ÇED raporuna ihtiyaç yoktur denilmiş. Burada yaşayan, tüm geçimini bu topraklardan sağlayan vatandaş yok sayılıyor. Bir diğer konu bu saha köye yaşam alanlarımıza çok yakın. Okuduğum rapora göre bu sahada haftalık dinamitle patlatma yapılacakmış. Bu patlamaların çevreye vereceği zararları herkes biliyor. Bu patlamalar köyün suyundan, hayvanına, havasından, kuşuna, tüm börtü böceğine, insan sağlığına yani yaşama dair her şeyimize büyük hasarlar bırakacak. Tüm bu nedenlerle biz köyümüzde bu maden ocağını istemiyoruz. Bu konuda kendi aramızda bir komite oluşturduk ve bu komiteyle durumun takipçisi olacağız.”
"BAHSEDİLEN ARSANIN ÇEVRSİ YAŞAM ALANLARIYLA DOLU"
Serin yaka muhtarı Nadir Şahin ise söz konusu taş ocağı için şunları ifade etti:
“Bu projenin yapılacağı sahanın doğusu, batısı, kuzeyi, güneyi dört bir tarafı tapulu araziyle dolu. Arıcılık yapıyoruz yıllardır. Ayılardan bile koruduk kovanlarımızı. Şimdi taş ocağından koruyamayacak mıyız? Biraz ileride bölgenin sembolü sayılan dağ keçileri var, geyikler var. Bu taş ocağı yapılacak sahanın dört bir yanı su kaynağı, özel mülk, yaşam alanı ve hayvanlar ile çevrili. Durum böyleyken buraya bu taş ocağı nasıl yapılabilir?.” -Alkın BİRİCİK