Her insanın bir iç dünyası, bir de dış dünyası vardır.
Hayatımızda bir çok çılgınlıklar yapmışızdır. Bazısını içimizde saklarken bazısını da dışımıza vururuz. Kimine göre çılgınlık dediğimiz yaşantılar saçma, kimine göre de normal gelebilir.
Uçurumun kenarında adrenalin olsun diye uçuruma düşme korkusu olmadan delice dans etmek. Ve ya kısık sesle şarkı, türkü, çığırmak…
Herkesin çılgınlık anlayışı farklıdır.
Kimisi güle atlar kimisi göle atlar. Ne kadar da gizlenmek istense de, gün gelir ortaya çıkar hakikatler.
İtiraf ediyorum. Yıllar önce bir kütüphanenin kapısının önünde günlerce bekledim. Her gün gider kütüphane müdürüne iki kelâm eder bir müddet sonra dönerdim. Beni duymazdan gelir, ondan isteğimi reddederdi.
-“Çıldırmış olmalısın bu isteğine asla izin vermem” diyordu.
Tam yedi gün yani bir hafta. Vazgeçmeyeceğimi anlayınca “otur şöyle yanıma, niçin bunu istiyorsun önce açıkla” dediğinde. O an mıh gibi kilitlenen dilim sükûnete uğradı.
Uzunca bir sükûnet sonrası “kaldır başını bu bizim aramızda kalacak. Eğer bir gün ben bu diyardan göç edersem bu olayı ismimi kullanmadan istediğin insanlarla paylaşa bilirsin” dedi.
Kendisini saygıyla, rahmetle yâd ederek, bugün Alanya Postasının kıymetli okurlarıyla paylaşmak istedim.
Kütüphane müdüründen isteğim kütüphanede kitapların arasında bir gece sabaha kadar yalnız kalabilmekti…
Evet bu benim için çılgınlıktı.
“Birine göre adaletli olan şey, diğerine göre haksızlıktır. Birine göre güzel olan, diğerine göre çirkindir. Birine göre bilgelik olan, diğerine göre çılgınlıktır.” (Ralph Waldo Emerson)
Burada anlatmak istediğim, insanların tabiatında vardır. Her zaman olmasa da arada bir içinden geldiği gibi hareket etmesi duygularının hislerinin peşinden gitmesi belki birilerine göre çılgınlık olabilir, lâkin o duygu ve hisleri olan insanlar için, belkide hayatı yaşamanın en güzel yanıdır. Kim bilir?
Belki de?
Peki ya çılgınlıkda sınır var mıdır?
Çılgın insan zarar verir mi?
Çılgınlık tedavisi olmayan bir hastalık mı?
İnançlara göre çılgınlık yapan insanın ahvali nedir?
Aklınızda bir çok suâl oluşuverdi ise, işte siz araştırmacı ruhu olan iyi bir okursunuz.
İNSAN DEYİP GEÇME
İnsan deyip geçme sakın
Bazen insan naçar olur
Gönül her dem arzu eder
Arkasında koşar olur.
Belki hor görürler onu
Belli olmaz onun sonu
Çok derindir bak bu konu
Dağı taşı aşar olur
Çılgın olur gönül atı
Tos pempe görür hayatı
Tanımaz hiç saltanatı
Çoşkun akıp taşar olur
Gülizarım insan işte
Kaybolur hayalde düşte
Taç olmak güzeldir başta
Düz ovada şaşar olur
Selâmetle Eyvallâh.