Süper Lig’de Alanyaspor fırtınası iki haftalık aradan sonra yeniden devam ediyor. Önceki sezonların çok daha üzerinde bir başarı grafiği ile yoluna devam eden Aytemiz Alanyaspor, 12. haftaya kadar Süper Lig’de mağlup edemeği tek takım Beşiktaş idi. Yani maç öncesi iki takıma baktığınızda çok formda bir Beşiktaş ve ligdeki son iki maçını kaybetmiş, ‘düşüşe mi geçti’ dedirten bir Alanyaspor görüyorduk.
Ancak bu tür maçların havası ve oyuncuların maça verdikleri önem motivasyonu çok farklı oluyor. Öyle de oldu. Aytemiz Alanyaspor, özellikle maçın ilk devresinde Beşiktaş’a adeta ‘kök söktürdü.’ Lider birtakım nasıl oynaması gerekiyorsa öyle oynadı. Maçın ikinci devresi skor üstünlüğünü koruma içgüdüsü ve geride olan Beşiktaş’ın berberlik için daha fazla çırpınacağı belliydi. Alanyaspor, ikinci devrenin ilk 20 dakikalık bölümünde baskı görse de daha sonra yeniden dengeyi kurdu ve farkı ikiye çıkardı.
2-0’dan sonra kısa süreliğine Beşiktaş’ın gardı düşse de sonra yeniden maça asılmaya başladılar. Maçın son bölümünde Efkan’ın acemice haraketi Beşiktaş’a penaltı kazandırdı. Maçın son dakikasında farkı bire indiren Beşiktaş, sekiz dakika uzatma süresinde beraberlik için çabaladı. Ama Alanyaspor, daha önce bileğini hiç bükemediği rakibine bu şansı vermedi. Ancak burada Efkan’ın hatası ucuz bir hata değil. Sekiz dakikalık bölümde berberlik golü gelseydi, Efkan’ın başı çok ağrıyacaktı…
Bu başarıda emeği geçen herkesi canı gönülden kutluyorum.
***
Gelelim Alanyaspor’un galibiyetinin önüne geçen Çağdaş Atan’ın basın toplantısındaki soru sorulmaması konusuna.
Böyle bir zaferin ardından bu takımın teknik direktörüne karşı oluşan bu durumu bende kabul etmiyorum. Ancak bunun sebepleri var. Uzaktan davulun sesi hoş gelir derler ya. Dışarıdan görüldüğü gibi değil durum.
Maç sonu basın toplantılarına Semih Tokatlı hocamız çıkıyordu. Bu maçta Çağdaş hocanın çıkacağı kaç kişi biliyordu? Çağdaş hocanın basın toplantısına çıkabilmesi için Semih hocaya rapor alınmış maç öncesi bundan kaç muhabirin haberi vardı? Hiç kimse bilmiyordu.
Malum pandemiden dolayı maç sonu basın toplantılarına yerel medya mensupları alınmıyor. Bu toplantıya sadece ajans muhabirlerinin girişine izin veriliyor. (İHA – AA ve DHA) Burada toplantıya giremeyen muhabirler mektupla soru gönderebiliyor. Peki soruyorum, Mektupla giden soruyu hoca yanlış anlayıp ters bir cevap verse mektup sorusunu hazırlayan muhabir ne demek istediğini nasıl izah edecek?
Dahası yerel medya muhabiri, maç sonu Basın Tribününde maç haberini hazırlamakla meşgul. Dolayısıyla canlı yayını izlemiyor. Bir muhabir neden soru sorar? Muhabir sorusuna cevabı duymadıktan sonra, bu sorunun cevabını kendi okuyucularına haber yapamadıktan sonra sorunun ne anlamı var!? Yerel medya bu ajanslara abone (ücretli) olmadıktan sonra sorduğu sorunun cevabını öğrenemez. Yani soruyu soracak cevabını da ajansa ücret ödeyerek öğrenecek. Çünkü sadece Ajans muhabiri bu toplantıda çekim yapabiliyor. O da eğer ajans muhabiri o sorunun cevabını deşifre edip habere yansıtırsa öğrenebilecek.
Ajans muhabirleri neden sormadı? İstanbul ile Alanya’yı denk tutmayın. İstanbul’da ajansların asayiş, siyaset ve spor gibi branşlara ayrılmış muhabirleri var. Alanya’daki ajans muhabirleri hem branşlaşmamış bütün haberlerle ilgilenir. Yani İstanbul’daki muhabir gibi sadece spor alanında uzman değil. Ee yerel medyadaki spor muhabirlerini de toplantıya almazsan kim soracak?
Peki Çağdaş hocaya soru sormak için illa maç gününü mü beklemek lazım? Önceki yıllarda Alanyaspor’da çalışan bütün teknik direktörler haftada bir kez medya mensuplarının karşısına geçer sorularını yanıtlardı. Çağdaş hocam sezon başından beri kaç kez basınla buluştun? Kaç idmanı basına açtın?
Diyeceksiniz ki pandemiden dolayı. Medya mensuplarına koronalı muamelesi yapmayın lütfen. Bütün bulaşmalar basın mensuplarından mı oluyor? İdmanı basına kapatıyorsunuz da pozitif çıkmıyor mu? Sezon başı imza atarken pandemi yokmuydu? Medya mensupları da bu hastalığa bulaşmak istemez, istemiyor ve maske, mesafe gibi tedbirlere uyularak bu toplantı yapılabilir.
Bütün bu sebepleri bilmeden haksızca eleştirileri kabul etmiyoruz. Çağdaş hocayı da biraz kibirli buldum.