Topraktan sofraya güvenli gıdanın tüketiciye ulaşması adına yoğun çaba gösteren ve destekleri ile hem üreticinin hem de tüketicinin yanında olan Alanya Ziraat Odası Başkanı Tahir Göktepe ArtıHaber programında merak edilenleri tek tek yanıtladı. Konuk Göktepe, üreticinin desteğe ihtiyaç olduğunu özellikle son haftalarda pestisit iddiaları ile Alanya tarımına zarar verildiğini belirtti.
Geçtiğimiz haftalarda don nedeniyle olumsuz etkilenen ve kayıplar yaşayan üreticilere desteklerinden ötürü Cumhurbaşkanı Erdoğan’a teşekkür ederek sözlerine başlayan Göktepe şunları söyledi;
“Cumhurbaşkanımıza teşekkür ediyoruz. Bu hususta üreticilerimiz için hassasiyet gösterdiler. Ancak tabi bütün üreticileri kapsamadığından dolayı şu anda hasar tespiti yapılmış, ÇKS’ye kayıtlı üreticilerimiz olduğundan dolayı bizim üreticilerimizin dörtte biri destekten faydalanabilecek.
Zaten onu şu şekilde oluyor, ilçe tarım müdürlüğümüzün ekiplerinin yerinde yaptığı hasar tespitin ardından kaymakam beyin başkanlığında komisyonumuzda değerlendirip imza atıyoruz.
Bizim sayın cumhurbaşkanımızdan ve ilgi bakanlığımızdan ricamız şu, sadece ÇKS’ye kayıtlı olan üyeler değil, çiftçilik yapan, ziraat odasına kayıtlı olan üyelerin tamamının bundan faydalanmasını istiyoruz. Cumhurbaşkanımız hassasiyet gösterdi ancak tam kapsamlı olması üreticilerimiz için daha faydalı olacaktır” dedi.
“TEK AMACIMIZ GÜVENİLİR GIDAYI SOFRAYA ULAŞTIRMAK”
Güvenilir gıdanın sofraya ulaşması adına üreticilerin zor şartlar altında üretmeye devam ettiğini belirten Göktepe, “Üreticilerimiz gece gündüz her mevsim çalışıyorlar. Tek amacımız güvenilir gıdayı sofraya ulaştırmak” konuşan Göktepe, “Bunun için üreticilerimize teşekkür ediyorum. İklimdeki hissedilir değişiklikleri biz sonuna kadar yaşadık.
Öncelikle Mart ayında sahil bölgesinde örtü altı üretimin yoğun olduğu bölgede hem uzun süren hem de çok şiddetli olan bir zirai don geçirdik. Örtü altı sebzede önlem biraz daha mümkün. Çiftçilerimiz sobalarını yakıp günlerce beklediler. Nispeten daha az zararla atlattık. Ancak sonrasında ürüne zarar vermiş olduğu zararları hissettik.
Özellikle domateste rekolteyi düşürme, mühür bırakma gibi şeyleri gördük. Mart ayındaki don o dönemde yüksek kesimlerde meyve türlerinde tomurcuklar açmış olsa hiçbir şey kalmazdı. Ancak Şubat’ın 15’inden sonra sıcaklıkların yüksek geçmesi akabinde Nisan başlarında çiçeklerin açması ve yüksek kesimleri don vurmasıyla çok büyük zarar gördük.
Belki en az zararı gören biz olduk. Diğer illerde hiç ürün kalmadığını duyduk. Genel başkanımız Şemsi Bayraktar’da Nisan ayının 15’inden bu yana sahada sürekli anlattı. Biz devletimizden şunu istiyoruz her bölgede stratejik ürün planlaması yapılması lazım.
Öncelikle hangi bölgede ne kadar ürün yetiştirilecek, daha sonra bu ürünlerin ne kadarının hangi pazara sunulacağı belirlenecek. Mutlaka bir taban fiyat uygulaması lazım. Ürünün en az olduğu dönemlerde biz birim alandan aldığımız verim çok sıkıntılı. Dolayısıyla fiyatın 35-40 TL olması üreticiye bir şey kazandırmıyor. Biz şunu rica ediyoruz herkesin hasar tespiti yapılsın, herkese gereken destek verilsin.”
“İTHALATA MAHMUK OLMAMAK İÇİN DENGE ŞART”
Geçtiğimiz haftalarda muz fiyatlarıyla ilgili yaşanan tartışmaya ilişkin konuşan Göktepe, “O zaman bizim haklı bir serzenişimiz vardı. Bunu komisyoncu arkadaşlar da biliyor. Fiyatın düşük olmasından ziyade bize en yakın bölgelerle arasında 5-6 lira fark olmasından dolayı serzenişte bulunmuştuk.
Bunu hem üretici hem komisyoncu olan arkadaşlarımız da kabul ediyordu. Dolayısıyla doğru fiyatın Alanya’daki fiyat olduğunu kabul ettirmek için söylemlerimiz oldu nihayetinde de bu kabul edildi ve fiyat dengelendi. Orada daha geniş alanlar, daha düz araziler lojistiğin daha kolay sağlanmasından dolayı bizim buradaki üreticilerimiz de üretimin hakkını veriyorlar.
Muz için şu anda istenilen seviyede. İthalata da mahkum olmamak için denge şart. Salatalık için de komisyoncu arkadaşlarımıza, halci arkadaşlarımıza bir söylemimiz yok.
Arz talep dengesinde planlama olmadığından dolayı arz fazlası var talep kaldırmıyor. Dolayısıyla gün geldi 3 liradan verdiler. Arkadaşlarımız et ve tırnak gibidir. Bu işi hep beraber yapacağız. Diğer ilçelerle Alanya arasında 2-3 lira fark olsaydı biz bunu da dile getirirdik. Şu anda 6 TL. Üreticilerimiz 3 TL olunca sökmeye başladı, bu yüzden biraz azaldı.
Sezonunda başlamasıyla yavaş yavaş oturacak. Birim alandan en çok verim aldığımız aylar Nisan ve Mayıs. Ancak bu bizi kurtarmıyor. Üreticilerimiz maliyetin altında fiyat koymayarak en azından önümüzdeki sezonun hazırlığını yapması lazım.”
“BİZİM ÜRETMEMİZ LAZIM”
Pandemi itibariyle kırsal alanlardaki tarla fiyatları arttığını ve üreticilerin mağdur olduğunu dile getiren Göktepe, “Gerçek üretim yapacak olan üreticilerimiz bundan mağdur oldu.
Dışarıdan gelen vatandaşlar ve kendi vatandaşlarımız burada küçük ölçekli üretim yapmaya başladı ya da hobi bahçeleri kurmaya başladılar. O zaman sadece kayı dışı olan bin tane üretici odaya dahil oldu.
İnşaat furyası çok hızlı bir şekilde parladı ve söndü. Buradaki en önemli husus şu, imarlı olan verimli olan bölgelerde tutup inşaat yapıldı. İnşaat için serasını söken vatandaşlarımız oldu. Ben buradan üreticilerimize sesleniyorum, bu verimli bölgelerde 700 rakımdaki bir avokado üretimi ile 30 rakımdaki bir avokado üretimi arasında yüzde 40 verim farkı oluyor. Bizim üretmemiz lazım” dedi.
"ALANYA TARIMINA HAKARETTİR"
Alanya’da ürünlerde pestisit tespit edildi iddiaları ile ülke gündemini çalkalayan pestisit krizine karşı yanıt veren Göktepe, “ Pestisit hususu dünyanın ve ülkemizin de bir gerçeği.
Pestisit ya da bitki koruma ürünlerini uygulamadan tarımsal üretim yapabilecek pozisyonda değiliz. Bizim ilçemizde tarımsal üretim yapılan özellikle örtü altı üretimde çok rahat tüketim yapılabilir. Çünkü hem bitki koruma ürünleri ruhsatlı hem de kullanılan bitki koruma ürününün son ilaçlama ile hasat arasında geçmesi gereken belirli bir süre var.
Bu süreye üreticilerimizin hepsi uyuyor. Bundan emin olabilirsiniz. Ancak üretici bu bitki koruma ürünlerini kendisi depo etmiyor ilaç gübre bayilerimizden alıyorlar onlar da sürekli denetleniyor.
İlçe Tarım Müdürlüğümüz tarafından üreticilerimi, bayilerimiz haller, marketler pazarlar bunların hepsinde analiz yapıyorlar. Bugün ulusal düzeyde Alanya'da ruhsatsız ürün bitki koruma ürünü satılıyor noktası bu Alanya üreticilerine saygısızlıktır, böyle bir şey yok. Eğer böyle bir durum varsa Alanya'da kullanıldıysa bunu tespit etmek lazım.
Alanya Ziraat Odası,Tarım İlçe Müdürlüğü, Hal Derneği, üreticilerimiz ve pazarcılar olarak hepimiz şu doğrultudayız. Kesinlikle hiçbir vatandaşımıza hiçbir çocuğumuza pestisitli ürün yedirme taraftarı değiliz. Öyle bir şey yok zaten mücadelemiz bu doğrultuda. Yemediğimiz ürünü yedirmeyiz” dedi.
"TEK DERDİMİZ PESTİSİTSİZ ÜRÜN YETİŞTİRMEK"
“Alanya içerisinde 25 binin üzerinde üretici var” diyen Göktepe, “Bunun 3 bin 200'ü sadece örtü altı sebze üreticisi. Bunların hepsine bakma şansımız yok ki zaten böyle bir yetki bizde değil. Tarım İlçe Müdürlüğümüzde bakanlığımızın direktifleri doğrultusunda gelip bakıyor. “Pestisit var” diyen arkadaşlarımıza şunu söylemek istiyorum.
Biz açık oturum yapmaya da varız. Özellikle Alanya'da üreticiler terörist şeklinde söylentiler var yazık günahtır. Bu üreticiye bu reva değildir. Biyolojik ve biyo teknik yöntemleri yaygınlaştırmaya çalışıyoruz bunu üreticilerimizle de konuşuyoruz. Üreticilerimiz son ilaçlama ile hasat arasındaki süreye uyduktan sonra doğru zamanda doğru dozajı uyguladıktan sonra tüketicilerimizin tamamı hem serada hem de pazarda ürünleri gönül rahatlığıyla yiyebilirler.
Burada yetkili olan tek yer Tarım İlçe Müdürlüğümüzdür. Bir pestisit gerçeğimiz var, bu doğrultuda biz bunu en aza nasıl indirebiliriz onun mücadelesini yapıyoruz. Bugün insan hastalanıyor antibiyotik kullanıyor hayvanlar hastalanıyor aynı şekilde tedavi ediliyor. Bizim amacımız, varsa eğer pestisiti sıfıra indirmek bunun da yeri tarladır bahçedir.
Bu gerçeği tarlada çözmemiz lazım. Pazara, hale, manava, gitmemesi lazım. Tarım İlçe müdürlüğümüz sürekli analiz yapıyor ve yapılan analizlerde kalıntı olan ürün sayısı yok. Dolayısıyla bu hususta bizim yetkimiz yok diye duyarsız kalamayız.
Tarım İlçe Müdürlüğümüz analizleri yapıyor bu noktada biyolojik mücadele yöntemleri ile böcekler salarak, sarı mavi yapışkan tuzaklar koyarak, seralarımızı tülleyerek en aza indirebiliriz. Tarımsal üretimde bitki koruma ürünleri kullanılırken limit altı limit üstü vardır. Limit altı bütün dünya genelinde de ülkemiz genelinde de kabul edilebilir sınırdadır.
Burada limit altında olan da çıktığında bu tüketilmez diye bir şey yok. Ama bizim amacımız zaten limit altı da olsa kesinlikle pestisitsiz ürün yetiştirmek. Tek derdimiz derdimiz bu. Bu hususta limit üstü çıkanlar da doğrudan imha edilmesi lazım. Bunun için de elbirliği ile daha fazla tarlada yerinde analiz yapılması lazım.
Ancak zaten Alanya'daki üreticilerimiz gerçekten bilinçli en iyi şekilde en temiz şekilde üretim yapıyorlar. Bugünkü söylemde “Alanya'da zibil gibi yasak ilaç satılıyor” dediklerinde bu üreticiye en büyük zarardır. Gelsinler hangi üreticide buldularsa söylesinler gidip hep beraber bakalım” dedi.
ÜRETİCİNİN TABAN FİYAT TALEBİ
Programın kısa süreliğine konuk olarak katılan üretici Adem Aydınlar’da üreticinin taban fiyat uygulaması talep ettiğini belirterek çağrıda bulundu. Aydınlar, “Salatalıktan fiyat olarak genelde memnunuz. Ancak fiyatlar düşüyor. Bir alt fiyat olsa daha iyi olur. Bazen maliyetin daha altına geliyor. Bir taban fiyat olsa çiftçi ne üreteceğini ne kazanacağını bilir. Burada hepimizin birleşip iyi malı kötü malı ayırıp ona göre karı hedeflemeliyiz” dedi. -Fatma Bedia UYAR