Ülkemiz sınırları içinde coğrafi konum olarak en uzun sahil şeridine sahip nadir ilçelerden birisiyiz. Gazipaşa’dan Manavgat’a kadar olan tarih ve tabiatın harmanlandığı sahil şeridimizde Akdeniz’in tropik ılıman iklimi nedeniyle uzunca bir dönem plaj ve deniz sezonu yaşamaktayız. Böyle bir şansımız olmasına rağmen tam anlamıyla ne doğamızı nede sahillerimizi gerektiği gibi koruyup kullanamamaktayız. Bunun sebeplerinden en başlıcası ise yetki karmaşışının olmasıdır. Alanya sahil ve plajlarında merkeze yakın yerlerde yeterince büfe ve şezlong olmasına rağmen, bunlar genel anlamda oteller ve özel sahil büfelerinin hakimiyeti altında olduğundan normal halkın sahilleri tam anlamıyla kullanmasının önüne geçilmektedir. Kanunen tüm Alanya sahillerinin halk plajı olmasına rağmen uygulamada ise bu durum çok farklı olmakta olup halkın özgürlüğü bu konuda kısıtlanmaktadır. İşte bu nedenle sadece normal yerel halkın, yazlıkçının veya bağımsız tatilcinin yararlanabileceği halk plajları oluşturulmalıdır. Bunun için hala Alanya’da deniz kıyılarında merkezde veya merkeze uzak yerlerde yeterince boş uygun yerler bulunmaktadır. Halkın rahat rahat denize girip güneşleneceği, verilen hizmetlerin maliyetini kurtaracak şekilde ücretlendirildiği, basit tarzda yiyecek ve içecek servisinin sunulduğu, donanımı tam diğer plajlara örnek olabilecek halk plajları oluşturulmasında fayda vardır. Bir diğer konuda kıyı erozyonunun arttığı son zamanlarda, kıyıda kumsalın yerini kayalıkların alması, gelişi güzel kural dışı yapılan barınaklar ve iskelelerin çoğalması, herkesin kafasına göre yıllardır doğal olarak oluşmuş deniz kayalarını kırarak plaj açması gibi etkenlerden dolayı dönülmesi imkansız sonuçlarla karşılaşmaktayız. İşte tüm bunlar yapılırken hangi kurumun ne kadar sorumlu olduğu, kimin elinin kimin cebinde olduğu tam belli değil. Bunun en iyi örneği de iş makinelerinin kafalarına göre sahile girip kayaları kırarak özel plajlar oluştururken sorumluların harekete geçinceye kadar işin bitmiş olmasıdır. Plajların iyileştirilmesi tertip düzen sağlanması ve denize girişlerin sağlanması için ne yapılacaksa öncelikle doğa ve tabiat korunmalı, bununla beraber Cretta Cretta yumurtlama alanları ile balık yuva ve yetişme alanları gözetilmeli, kum zambakları tahrip edilmemelidir. En önemlisi ne yapılıyorsa yapılsın. Ama bilimin ışığında belirli bir tertip düzen ve koordinasyon altında yapılmalıdır... Bu haftalıkta bu kadar diyerek yazımıza noktayı koyalım. Kalın sağlıcakla……