Kimi zaman bir dost eli gerekir düştüğümüz yerden kalkmamız için. Lakin her zaman değil...ve hemen ayağa kalkmaya acele etmemeliyiz. Biraz etrafa, biraz da içimize boylanmamız gerekiyor. Düşüşümüzün nedenini kavradığımız takdirde muhtemelen bu durum bir daha tekrarlanmayacaktır. İnsan kaya parçası değildir, atalet içerisinde kalmayacaktır. Bazen küçük bir taşla devrilecek, bazen en şiddetli depremde bile ayakta kalmayı başaracaktır. Dönüp, önceki haline gelmek istese de asla eskisi gibi olmayacaktır. Motivasyon cümleleri dünyayı tek kişilik odalara çevirmek istiyor gibi görünüyor ama hepsi değil... Bir şeyi düzeltirken diğerini parçalamak İnsanca olamaz, olmamalı. Ama kendi cümlelerimizi kurabiliriz. Renkler solmuşsa yeniden boyayabiliriz. Göğsümüzün içinde kalbimiz attığı sürece her şey yolunda demektir. Çok gülen ve çok ağlayan, çok konuşan ve çok susan; hepsi insan. İç dünyalarda kopan fırtınayı hiç kimse bilemez. Alaylı sözlerle, bakışlarla kaç gönül yıkıldı tahmin bile edemeyiz. Evet, kötüler iyiler kadar gerçektir. Bir gerçek daha var, insan canlıların en güzeli ve en güçlüsüdür. Mevsim farketmezin yorgan altına saklanmış yaralı ruhlar, ilacınız eylemdir. Odanıza ışık, hayatınızda yeni bir sayfa açmanız gerekecektir. Yanına birkaç patili arkadaş da eklerseniz hiç fena olmaz. Bir kere geldiğimiz dünya için bazı anlamlar çok büyük, bazı sorunlar ise çok küçüktür. Önce ruhumuzla barışacağız, sonra bizi gerçekten inciten her şeyi boynuna taş bağlayarak denize fırlatacağız. Sonrası deniz kadar güzellik...