Atasözlerimiz yılların içinden süzülüp gelir ve çoğu zaman hakikati söyler. Atasözü diye kadim medeniyetimize uymayan uydurma sözler de olagelmiştir. “Kimse ayranım ekşi demez” sözü de bunlardan biridir. Kötü sözü söylemek bile hoş olmadığından burada benzer örnekleri saymaya lüzum yoktur. Alışveriş yaptığında satacağı malının eksik ve kusurunu söylemeyi öğreten bir medeniyetimiz vardı. Sattığı malın iyilerini öne koyanı uyaran Kutlu Peygamber “Bizi aldatan bizden değildir” demişti... “Barça yahşı men yaman/Barça buğday men saman” Ahmet Yesevi’nin talebesi Süleyman Hâkim Ata’nın sözüdür. Herkes iyi ben kötü herkes buğday ben saman…Günümüz insanına ne kadar da uzak bir söz. Çağımız mevki ve makamlarına değil, hakikat erlerine gönül dostlarına itibar edilseydi fani dünya böyle mi olurdu. Zulüm arşa çıktı, icraat beklenen vicdanlarda ses yok. Çünkü benlik, nefs, ego tavan yapmış. Hakikati gören gözler kör olmuş… Sözün büyüğü büyüklerin sözleridir. Erenlerin dünya malı ile işi olmaz. Ancak bu dünyayı bilmedikleri anlamına gelmez, bilirler de tenezzül etmezler. Bir nazarları ile insanın ciğerini okuyan, kaç kilo çektiğini hesap edenlerin bu marifetleri nefislerini yendikleri içindir. Melamet yolunun erleri kendilerini oldukları manevi makamların çok altında göstermek için gayret ederler. Kendilerini beğendirmek istedikleri tek merci Hak’tır. Kullarına aldırış etmezler... Günümüz insanı ise çukur olan makamını arşta göstermek için kendini parçalıyor. Kendini beğendirmek para ettiğinden olağanüstü reklam, algı vesaire ile sanal, hak edilmemiş bir itibar… Dünya makamları için yarışan insanların, benim ayranım ekşi diyenini görmek zor. Elbette kariyer planları olan belli makamları hayal eden ve çok çalışan liyakatli insanlar da vardır. Çağımız bu yarışı makul görür. Bu gaye için çabalayan insanların eğer beğenilme ve seçilme gibi bir süreçleri varsa ikna edici olmaları gerekir. Bu süreçte kitlelerin seçme kriterlerinden ziyade, algı gücü kuvvetli olanların başarılı olması muhtemeldir… Kamu görevi için talip olanların, dürüstlüğü, adalet duygusu, vatanseverliği, geçmişleri ve vizyonları çoğu zaman algının gölgesinde kalır ve liyakatsiz kişiler başarılı olabilir. Aidiyet hissi olmadan, her türlü taassuptan uzak bir seçim yapmak fevkalade zordur… Tek gayesi kişisel çıkarı olanlara veyl olsun…