Bu sıralar hem görüşmelerimde hem sosyal çevremde sıklıkla hedefler ve beklentiler üzerine konuşuyoruz. Bu beklenti kimin diye sorduğumda da “benim” cevabını alıyorum. Bu hayat kimin sorusuna da “benim” cevabını alıyorum…
İlginç olan bu cevaplara rağmen kişilerin çoğunlukla beklentilerini tanımlarken kendisini pasif bir rolde konumlandırdığını görüyorum.” Bazen hayatımı sevmiyorum sanki derinlerde bir şey eksik gibi geliyor”, “tamamlanmayan bir şey var”, “bu da beni hayattan soğutuyor” gibi cümleler duyuyorum. Bu durumu oluşturan etkenler arasında başkasının hayatını yaşıyor olman. Diğer insanların seçimlerini etkilemesine veya belirlemesine izin vererek; beklentilerini karşılamaya çalışman gibi…
Sosyal baskı aldatıcıdır; hepimiz farkında olmadan kapana kısılan hayvan gibi bu tuzağa düşeriz. Hayatlarımızın kontrolünü kaybettiğimizi fark etmeden önce, diğer insanların nasıl yaşadığını kıskanırız. Onların yaşamlarındaki daha güzeldir, denizi daha güzel, güneşi daha parlak, yemekleri daha lezzetli, evleri daha konforlu… Bizimki asla yeterince iyi değildir…
Beklentiler yargılayıcı olmaktan kaynaklanır, nasıl mı? Biri davranışlarınızı kabul edemediğinde, sizden değişmenizi bekler. Oysa siz kendinize karşı daha şefkatli olmayı öğrenerek, yalnızca kendi beklentilerinizi hafifletmekle kalmayacak, aynı zamanda başkalarını yargılama ihtiyacı da hissetmeyeceksiniz.
Oysa başkalarının davranışına veya dönüşümüne bağlı bir değişim, bir hedef olamaz, en fazla bir dilek veya temenni diyebiliriz buna… İstediğiniz yaşama tutkuyla sahip çıkabilmek için seçimlerinizin sorumluluğunu almalısınız.
Hedef olarak belirlenen şeylerin öznesi kişinin kendisi olmalı yani cümle “Ben” kalıbında oluşturulmalıdır.
Başkalarının senin hakkında ne düşündüğünü kontrol edemezsin ama kendinle nasıl konuşacağını seçebilirsin. Kendinle kurduğun iç diyoloğunda kendine karşı nazik mi oluyorsun yoksa daha fazla baskı mı yapıyorsun? Konuşman kim olduğuna ve ne olmak istediğine odaklanıyor mu? Yoksa kim olman gerektiğine dair beklentilerle mi dolu? Diyaloğun sana ait olmalı, başkalarının düşünceleri tarafından şekillendirilmemelidir.
Diğer insanların seçimlerinizi etkilemesine veya belirlemesine izin vermeden; kendiniz için yaşadığınız, yaşamınızın öznesinde etken olarak yaşayabilmeniz dileğiyle…