Dostoyevski ‘Tanrım bana taşıyamayacağım yük vermezsin biliyorum ama keşke bana bu kadar güvenmeseydin. ‘ demiş
Hayat taşıdığımız yük kadar ağır olsa da onu taşıma şeklimiz de yani taşımanın tekniğini bilerek taşımamızda bunu etkiler.
Örneğin 200-300gr. Kadar gelecek su dolu bir bardağın taşınması çok kolay görünür. Evet bardağı birkaç dakika tutmak hiç sorun değil. Aynı bardağı bir saat tutarsak kolumuz yorulur, ağrır, uyuşmalar başlar. Bir gün tutarsak artık o koldan hayır gelmez ve kolumuza verdiğimiz hasarın tamiri için hastaneye gitmemiz gerekir.
Hepimizin bardakları ve dolduracak sularımız var. Yük gibi görünse de aslında hayata anlam katar.
Kafamızı taktığımız dertlerimiz de aynı bu bardaktaki su gibidir. Onları uzun süre taşımayı ve taşıma şeklini beceremeden (yeterli destek yapmadan ) taşımayı sürdürürsek biz de kalıcı hasarlara neden olabilir.
Zaman zaman bardağı boşaltmayı, doğru şekilde taşıma tekniğini ve taşıyabileceğimizden fazla yiğitliğe soyunmamayı öğrenmeliyiz.
Zihin aynı anda iki şeyi birden yapamaz. Takıntınız fazla ve bundan kurtulmak istiyorsanız beyninizi boşaltmanız gerekir.
Bunu da en basitinden şu şekilde yapabilirsiniz: Rahat bir yere geçin ve tüm kaslarınızı gevşetin. Gözlerinizi kapatın ve nefes alış verişlerinize odaklanın. Nefes alırken serin havanın burnunuzdan girişini, akciğerlere yayılışını, ısınarak burun deliklerinizi terk edişini birkaç dakika bir dedektif gibi izleyin. Nefesinize ne kadar konsantre olursanız beyniniz o kadar boşalacak ve gözlerinizi açtığınızda rahatladığınızı hissedeceksiniz. Bu egzersizi yatarken yaparsanız uyumanıza da yardımcı olacaktır.