Alanya olarak ne kadar çevreciyiz diye bakınca durum pek de parlak görünmüyor.
Bir bakalım cennet köşesi memleketimizde çevre adına neler görebiliyoruz ve ne kadar çevreciyiz?
Güzelim tarımsal alanlara bitki yerine beton ekecek kadar çevreciyiz.
Deniz kenarlarından yollar geçirerek kumsalları tahrip edecek kadar çevreciyiz.
Otel yeri açmak için ormanları yakacak kadar çevreciyiz.
Birileri para kazansın diye Dimçayında aynı bölgeye ikinci bir HES’i yapıp endemik bitki ve endemik kırmızı benekli alabalık türünü yok edecek kadar çevreciyiz.
Turizmin en önemli aktörü olan denizimize plansızca akaryakıt dolum tesisi yapacak kadar çevreciyiz.
Çay ve derelerimizin ıslahını kuru dik duvarlarla yaparak ekolojik dengeyi bozacak kadar çevreciyiz.
Yaylalarımıza 1-2 katlı doğayla uyumlu taş ve ağaç evler yerine apartmanlar yapacak kadar çevreciyiz.
Çöp ve inşaat artıkları orman ve yol kenarlarına vahşice dökecek kadar çevreciyiz.
Cadde ve sokaklarımızı ne de olsa temizleyen var diye kirletecek kadar çevreciyiz.
Evsel kullanılmış yağ artıklarını geri dönüşüm yerine kanalizasyona dökecek kadar çevreciyiz.
Kanalizasyon ve lağımları arıtmadan, filtre etmeden akarsu ve denize akıtacak kadar çevreciyiz.
Yabani avlak hayvanları vakitli vakitsiz üreme mevsimi gözetmeksizin ihtiyacından fazla olacak şekilde avlayacak kadar çevreciyiz.
Ormanda açılan taş ve kum ocaklarını işi bitince tekrar doğal haline getirmeden öylece çirkin ve atıl bırakacak kadar çevreciyiz.
Tarihi yerleri ve doğal sit alanlarını talan edecek kadar çevreciyiz.
Hazine ve orman alanlarını amacı dışında kullanacak kadar çevreciyiz.
Lafın kısası, işin özü;
Ağaç yaş fidanken eğildiğine göre, Biz insanlarıda çocukluğundan itibaren çevreye duyarlı hale getirmek için ana okulundan başlamak suretiyle bilinçlendirip, eğitimlerle çevre ve çevrecilik bilinci aşılayarak bu aşının ömür boyu gelişmesini sağlamak gerekir.
Son söz olarak ‘’Biz Çevrecimiyiz…? Sorusunu mutlaka kendimize soralım.
Sağlıcakla Kalın…