Edebiyat ve edebiyat misafirleri bu hafta büyük bir şok yaşadı . Kendini bilmez bir "yazar " çocuk kitabı yazmış . Okurken gözlerime inanamadım . Hem utandım hem sinirlendim. Bir kitap yazarı olarak kitap basımında yapılan prosedürleri biliyorum . Kaç aylık hatta bazen kaç yıllık bir bekleyiş sonrası kitabınız ışık yüzü görüyor . Ve bırakın kelime hatasını ,harf hatası bile tartışılmalı .
Zatın biri çocuklara renkli cici bir kitap hazırlamış güya . Utanmadan bir de imzalamış . Vah ki o satırları okuyan yavrucaklara. İnanın günlük televizyonda olsun , bilgisayar oyunlarında olsun çocuklarımız bilinçaltı zehirlenmelere maruz kalıyor . Gücümüz yetmiyor değil mi ? Hele uzun yaz tatilinden sonra...
Zamanın en önemli yazarlarını tanıdım , aynı toplantılarda bulundum. Sohbet etme şansım oldu . Ve emin olun gerçek yazarlar asla medeniyete zarar veren davranışta bulunmaz . Açık saçık hiçbir eseri asla kabul etmiyorum . Edebiyat bize yol gösteren sessiz öğretmendir . Bir öğretmen gibi düşünün ve ahlak sınırı dışında hiç-bir eseri kabul etmeyin . Adı çağdaş,modern olsun biz demode olmaya razıyız .
Sınırı aşıp çocuk edebiyatına ahlaksızca sızmak ne demek ? Neye ,kime hizmet ediyorlar ? Günbegün kötüye giden dünyamızda iyi şeylere öyle ihtiyacımız var ki...
Umudu yitirmeden tomurcuk açsın güzel düşünceler . Bir damla yağmurla çiçek açsın .
Etrafımıza ve kendimize sahip çıkalım . Bazen sarmaşıkla çevrilmeli duvarlar . Güzel ve dikenli . Güzelliği bizi yansıtsın ,dikenleri düşmandan korusun . Ne evlatlarımıza ne de bize kimselerin gücü yetmesin . Bunun yolu yine doğru eğitimden geçer . Unutmayalım eğitim ilk günden başlar ...