Yaşadığımız hayatın sorunları ile karşılaştığımızda davranışımız bizi şekillendirir. Her şey yolunda giderken kuru bilginin artması yanında tecrübeye ve irfana bir katkı beklemek yersizdir.
Sorunlar karşısında ilk seçenek çözümdür. Çözüm için sorunun tam olarak belirlenmesi ön şarttır. Çoğu zaman sorunun çözümü menfaatimize dokunursa, halının altına süpürülen çöp misali kolaycılığa ve günü kurtarmaya meyilliyizdir.
Diğer bir seçenek sorunla yüzleşmektir. Cesur, özgür, açık ve net bir duruşu olan, hayata sadece kendi penceresinden bakmayan sağduyulu insanlar sorunla yüzleşmekten korkmazlar.
Bu iki seçenek haricinde sorunu görmezden gelen bir grup da vardır. Risk almazlar, düzenlerinin bozulmasından korkarlar sadece tribünden seyrederler…
Sorunların temeline, detayına inilince akıl ve bilim bakılan her noktadan kesişir. Bilimin öncülüğünde çerçevesi çizilen sorunların çözümü zaman da alsa gidilecek yol bellidir. Bilimde duygusallığa yer yoktur. Yaşadığımız afetin ve yaşanılacak afetlerin birer doğa olayı olarak kabul edilmesi, felakete dönüşmemesi için tedbirlerin alınması çözüm için elzemdir…
Ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu gerçeği ve yaşanılan acı tecrübenin büyüklüğü kabul edilmeden geleceğe dönük tedbirlerin alınması mümkün değildir. Kuru hamaset ve süslü laflar ile toplumları avutmak sorunu görmezden gelmektir. Gerçekler ile yüzleşmek, faturası kime kesilirse kesilsin hakikati ve ihmalleri kabul etmek gerekir. Gerçekleri gözden kaçırmak için ilgiyi başka yönlere sevk etmek yeni felaketlere kapı açmaktır…
Sorunların özgürce konuşulduğu, suç işleyenin kanunlara aykırı davrananların cezalandırıldığı bir toplumda düzen olur, ilerleme olur. İyi niyetli yapıcı eleştirilerin bile ihanetle damgalandığı bir toplum sorunlar ile yüzleşemez ve felaketler zincirini yaşamaya devam eder…
Bulunduğu konumu kaybetmekten korkanlar; sorunları görmezden gelenler ile sorunların kaynağı olanlar hakikatte aynıdır. Günümüz algı ve reklam çağıdır. İmkânı olanların, gücü elinde tutanların algı yönetiminin tüm dünyada sorun olarak gösterdikleri şeyler, çoğu zaman insanlığın hakikati görmesini engellemek içindir. Doğrular kişilere, kurumlara, gruplara, toplumlara göre değişebilir ancak gerçek sorunlar ve çözümleri değişmez. Sorunları ve çözümleri belirleyen bilimdir.
Bir deprem ülkesi iseniz çözüm; depreme dirençli yerleşimler oluşturmaktır. Beklenen bir afet varsa çözüm bireylere bırakılmayıp, devlet olarak bir seferberlik ilan etmek gerekir, öncelik insanların hayatını kurtarmak olmalıdır…