Geçmiş geleceği inşa ederken, bugün oturup biraz düşünmek gerekmez mi? Tarih boyu savaşlar, mücadeleler insan yaşamının bir parçası olmuştur. Kimi destan olmuştur, kimi hüsran.

Türk ulusu günümüze kadar nice kahramanlık destanı bırakmıştır geride. Dede Korkut, Türeyiş, Köroğlu Destanını, Kürşat ve 40 Çerisini söylemeden geçemem.

İşin acı kısmı savaşların günümüzde bitmemiş olması. Gün geçmiyor ki, şehit haberi gelmesin. Her iki memleketim nice yiğitlerini uğurladı şehadete. Gönül ister ki hepsini tek tek anlatıp, tanıtalım. Evlatlarımız vatan sevgisiyle büyürken, şehitlerinin hatrına ülkesine, milletine hayırlı vatandaş olsun.

akın günlerde değerli arkadaşım Elnur Uğur'un yeni kitabı okuruyla buluştu. Sanat editörlüğünü yaptığım bu eser "Hadrut Fatehi" Cemal ismayılov'un anısını sonsuzluğa taşıyacak.

İkinci Karabağ Savaşı şehitlerimizden biridir Cemal. Daha evladı doğmadan adı "Alparslan " olsun diye vasiyet etmiş Cemal. Kendi şehadetinden sonra doğan Alparslan Bebek şüphesiz babası gibi cesur, yiğit bir vatansever olacak. Kalp ağrısıyla okuduğum bu kitap aslında birçok şehidimizi anlatıyor. Hepsinin ayrı öyküsü, farklı hayatı varken birleştikleri an ise vatan uğruna yarım kalmış yaşamları oldu.Bizler bugün özgür topraklarda sefa sürüyorsak elbette şehitlerimiz sayesindedir. Ne Çanakkale, ne Sarıkamış ne de Karabağ unutulsun. Şehit kanıyla yıkanmış al bayraklar dalgalandıkça minnetimiz hiç eksilmesin.

Sonda Azerbaycan Türkçesiyle size küçük bir şiir sunmak isterim. İlber hocamızın dediği gibi Azerbaycan Türkçesi bizim Türkçenin gencliğidir.

Şehitler ölmez, vatan bölünmez!

Deyirdi: Qardaşlar, unutnayaq ki,

Biz olmasaq olar, Vətən sağ olsun!

Şuşaya bayrağı kim sancacaqsa,

Ona Yurd deyəcək üzün ağ olsun!