Umut ve geleceğimizi bağladığımız milenyum çağının çocukları, yani günümüzün Z kuşağı olan gençlerimiz en şanssız dönemini yaşıyor. İnternet ve teknolojinin tüm nimetlerinden yararlanıp, kişisel özgüvene ve özgürlüklere sahip olmalarına rağmen günümüz yaşamının tam olarak içinde yer alamamaktalar. Birçoğu toplum içine tam girememiş ve kendilerini çevrelerinden izole etmiş durumdalar.
Z kuşağı gençliği genel olarak bilgi ve teknolojik bakımdan tam olarak donanımlı olsalar da yaşam mücadelesine karşın donatı yönünden daha çok destek ve yönlendirilmeye ihtiyaçları var.
Yani; Un var, Hamur var, Fırın var, Ama işleyip ekmek yapacak usta yok.
Bu gençliğimiz genelde okumuş, diplomasını almış, gerekli eğitimleri görmüş, Ama birçoğu istediği işe girememiş yada atanamamış veyahut ne iş olsa yapacak olduğu halde kendine uygun bir iş bulamamış durumdalar. Kısacası Z kuşağı dönemi gençliği işsizlikle mücadelede başarısız oldular.
Bu son iki yıldır yaşadığımız Covid 19 Virüs Pandemisi nedeniyle oluşan dar boğaz tüm insanlığı etkilerken işsizlik ve ekonomiye de darbe vurdu. Bundan da en çok hayata yeni atılacak olan gençlerimiz etkilendi. Bölgemizde iş bulamayan gençlerimiz sezonlukta olsa genel olarak turizmi tercih ederek bu boşluğu doldurmaya çalışıyordu. Ne yazık ki geçtiğimiz yıl kötü bir sezon geçirdiğimiz turizmde mayıs ayının sonuna gelmemize rağmen belirsizlikler hala devam etmekte. Çalışmayı amaçlayan gençliğin umudunu kırmakta.
Geçen yıl yaşadığımız sezonun aynısını bu yılda yaşamamız halinde büyük hasarlar ve ekonomik sıkıntılarla gireceğimiz 2022 yılı da şimdiden kayıp bir yıl olacak diyebiliriz.
Bundan dolayı daha fazla tedbirler alıp ileriye dönük programlar yapmalıyız. Geleceğimiz olan gençlerimiz için farklı bakış açısı yaratıp onları farklı farklı alanlara yönlendirmeli ve gerçek hayatın içine daha fazla çekmeliyiz.
Alanya olarak birçok sektörde, tarımda, inşaatta, turizmin bazı kollarında ara eleman sıkıntısı çekilmekte. Gençliğimizi bu doğrultuda da yönlendirip iş hayatına atılmalarını sağlamalıyız....
Lafın özü ; ‘’Tüketici toplumdan, üretici topluma doğru hızlı bir şekilde geçmeliyiz’’.