Beşikten mezara kadar ilim tahsilini teşvik eden bir medeniyetin sahibiyiz. Nitekim asırlar boyu bu düstur sayesinde âleme nizam vermiş atalarımız. Ne zaman ki ilimden uzaklaşmış çağın gerisinde kalmışız o zaman bunun bedelini ağır ödemişiz...
Eğitim şart deriz, şikâyet ettiğimiz toplumsal farkındalık eksikliklerinde. Âcizane eğitimde disiplin şart derim ben de üniversitede öğrencilerime ilk derste...
Yine bir dönemin başlangıcındayız, yaklaşık bir buçuk yıl ayrı kaldığımız sevgili öğrencilerimizle buluşacağız. İdealist hocalarımızla tatlı bir heyecan içindeyiz. Her ne kadar uzaktan eğitime devam etsek de yüz yüze eğitim gibi olmayacağını biliyoruz.
Pandemi sürecindeki bu zorunlu ayrılık eğitim açısından maalesef kayıp bir dönem oldu. İrtibatı koparmadığımız öğrencilerimize bu dönemi fırsata çevirmeleri için telkinde bulunduk. Değerlendirenler güzel sonuçlar aldılar...
Yüz yüze eğitimin esas önemi; öğrencilerin örnek alacağı, hayat tecrübesinden, duruşundan irfanından faydalanacağı öğretmenlerini görmesidir. Yoksa günümüz teknolojisiyle neredeyse tüm bilgiler gerek yazılı metin olarak gerekse eğitim videoları şeklinde internet ortamında mevcut...
Eğitimin irfan yönünü dikkate almayan bir anlayış ile zamanının çoğunu akıllı telefon, televizyon ve bilgisayar başında geçiren neslimizi kaybedeceğimiz gerçeği ile karşı karşıyayız. Dijital çağın insani değerlerimizi yok ettiği insanlığı robotlaştırdığı bir döneme ayak uydurmak için eğitimcilerimize çok görev düşüyor...
Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün “irfan ordusu” dediği öğretmenlere hitaben yaptığı konuşmada dediği gibi “Arkadaşlar, yeni Türkiye’nin birkaç yıla sığdırdığı askeri, siyasi, idari inkılaplar sizin, saygıdeğer öğretmenler, sosyal ve fikri inkılaptaki başarılarınızla desteklenecektir. Hiçbir zaman hatırlarınızdan çıkmasın ki Cumhuriyet sizden fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesiller ister.”
“Âlimin mürekkebi şehidin kanından evladır.” Kadim medeniyetimiz o şehidi yetiştirenin, ona vatan için ölme duygusunu verenin önemine ne kadar da çarpıcı bir ifadeyle işaret ediyor.
Gençlerimizi modern dünyanın çıkarcı, haz peşinde ve egoyu destekleyen kültürünün karşısında savunmasız bırakmamak için, yurtsever yetiştirmenin yegâne yolu bu irfandır...
Kuru hamasetin bu irfan eğitimine fayda vermeyeceği, anlık bir duygu kabarması sonucu saman alevi gibi söneceği de muhakkaktır.
İyi eğitim kurumunu modern binadan, başarıyı sınav notundan ibaret gören bir zihniyetin fikri hür bir topluma katkısı yoktur.