Gölgesinde iki sene geçirdiğimiz Pandemi dönemini geride bıraktığımız bir yıl olarak anılacak olan 2022 ‘nin ardından yeni beklentiler üzerine şekillenen turizm hareketlerine tanık olacağımız 2023 ve sonrası sektörü bekliyor.
Pandeminin hatta yaşadığımız deprem felaketinin öğrettiği en önemli şey her şeyin her an değişebileceği idi. Belki de bundan sonraki dönemde seyahat planlamaları yapılırken son dakika yapılan seyahatlerin arttığına tanık olacağız.
İklim krizinin sıkça konuşulduğu bir dönemde sürdürülebilir turizm ana başlığı alt başlıklarıyla daha fazla gündemimizde yer almaya başlayacak. Özellikle gidilen yerin sosyal ve doğal yapısını aşındıracak seyahat hareketlerine mesafeli davranan kitlenin artacağı bir dönem bizi bekliyor. Bu çerçevede gidilen yerdeki çalışmaların sorgulanması belki de yerel anlamda izlenen turizm politikalarının da belirleyicisi olacak.
Tur operatörlerinin masalarındaki ana başlıklardan biride 2030 yılına kadar sürdürülebilir turizm kriterlerine uygun olmayan tesislerin ve bölgelerin programlarından çıkarılması..
Yerel halka katkı sunmak , Doğa dostu tesislerin tercih sebebi olduğu , Daha az plastik malzemenin kullanıldığı, Toplu ulaşım araçlarına ilginin arttığı gibi başlıklar seyahat hareketlerinin ilgi alanına girecek konular olacak..
Bölgede yerel pazarların ulaşılabilir ve düzenli olması, Toplu ulaşım araçlarının daha konforlu hale getirilmesi ve ulaşabildiği nokta sayısının maksimum düzeye çıkarılması, Konaklama tesislerinden çıkıp tekrar geriye dönen misafirlere daha rahat yürüme ortamlarının sağlanması gibi çalışmalar yerel yönetimlerin ana uğraş alanı olması geren bir döneme giriyoruz.
2023 ve sonrası için bir diğer önemli öngörüde konforlu, rahat ve samimi bir ortam sağlayacak üç yıldız ayarındaki tesislere ilginin artacağı..
Seyahat hareketlerinin bundan sonraki evrimin dikkatle takip eden bölge ve ülkelerin bu sektörden sağlayacakları ekonomik faydayı arttıracaklarını öngörülebilir.