Gıdalara renk vermek için katılan çeşitli boyalar günümüzde çok yaygın olarak kullanılmaktadır. Rengarenk gördüğümüz, parlak renginin cazibesi sebebiyle bazen satın aldığımız dondurmalar, şekerlemeler, bisküviler, içecekler vs başta olmak üzere çok geniş bir ürün yelpazesinin içinde gıda boyaları kullanılıyor. Bu boyaların bir kısmı kimyasal, bir kısmı doğal kaynaklardan elde ediliyor. Maalesef daha yaygın kullanılan boyalar kimyasal kaynaklı olan yapay gıda boyalarıdır. Bu sebeple yapay gıda boyalarının içeriği ve etkileri oldukça önemlidir.
Gıda katkı boyalarının kullanımı çok eskiye dayanmaktadır. 2018 yılında Orion Yayınları tarafından basılan ‘Kilo Verme ve Sağlıklı Yaşam Sırları’ kitabımda bu konuyu detaylı olarak anlatmıştım. Özetini size sunayım: Mısırlıların 3500 yıl önce gıda katkı maddesi olarak renk verici maddeler kullandıkları ve bu şekilde boyadıkları şekerleri Büyük İskender’e hediye olarak verdikleri bilinmektedir. Yakın tarihte, 1856 yılında “anilin moru” adlı yapay gıda boyası ile gıda katkı maddelerinin üretimine başlanmıştır. Daha sonra, Dünya Sağlık örgütü (WHO) 1956 yılında 40 ülkedeki 114 yapay renk maddesi ile 50 doğal renk maddesini içeren listeyi onaylamıştır. Böylelikle gıda katkı maddelerinin kullanımı yaygın hale gelmiştir. Resmi otoriteler tarafından izin verilmesinin ardından gıda katkı maddelerinin tüketiminde çok hızlı bir artış yaşanmıştır. Günümüzde ise nüfusun çok artması, tüketimin tarım ve hayvancılık kaynaklarının doğal yollarla insanlığın gıda katkı maddelerinin daha çok kullanılmasına yol açmıştır. Ayrıca gelişen teknoloji ile daha uzun süre dayanacak, daha cazip görünecek ürünler elde etmek için ticari açıdan gıda katkı maddesi kullanımını arttırmıştır. Teknolojideki ilerlemeler, gıda sanayisi açısından gıda katkı maddelerinin çeşitliliğinin artmasını ve uygulanmasını daha kolay hale getirmiştir. Bütün bunlara karşılık gıda katkı maddelerinin ve gıda boyalarının çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiği gösterilmiştir. İlgili araştırmalar sonrasında daha önce izin verildiği halde kullanımı tamamen yasaklanan gıda katkı maddeleri ve boyaları olmuştur.
Herhangi bir ürün alırken içeriğine dikkat etmeliyiz. Gıda boyalarının çok düşük miktarlarda kullanımının risk taşımadığı düşünülerek kullanımına izin verilmektedir. Fakat çok farklı ürünlerde gıda boyası kullanıldığından, tüketim alışkanlığımıza göre giderek daha yüksek dozda ve çok sayıda gıda boyasına maruz kalmaktayız. Bu durumda sinerjistik etki dediğimiz; birbirlerinin etkisini çok fazla arttırma gibi çeşitli yollarla hastalık oluşturma riski belirgin yükselebilir.
Özellikle hızlı gelişim çağında olan bebekler, çocuklar ve içinde yeni bir canlı oluşan hamileler gıda boyalarının tüketimi konusunda daha hassas davranmalıdır. Bu konuda, TÜBİTAK desteği ile yaptığımız bir araştırmanın ön sonuçlarını daha önce uluslararası saygın bir kongrede sunmuştum. Bilimsel kurul tarafından kabul gören sunum özeti yayınlanmıştı. Şimdi verileri daha geniş hali ile uluslararası üst nitelikli bilimsel bir dergide, Alanya Alaaddin Keykubat Üniversitesi adresiyle makale olarak yayınlıyoruz. Baskıda olan bu makalemiz yayınlanınca detayını sizlerle paylaşacağım. Gıda boyalarının kullanımı konusunda bilim dünyasında ses getirecek bir makale olacak. Ancak kongrede yayınlanan bildiri özetine göre şimdilik şu kadarını söyleyebilirim. Bebekler, çocuklar ve hamileler yapay gıda boyalarını içeren ürünlerin tüketimini sınırlamalıdırlar. Satın aldıkları ürünlerin içeriğine bu gözle bakmalıdırlar. Aksi takdirde kansere yatkınlığa varabilen çok ciddi hastalık risklerine maruz kalmaktadırlar.
Not: 17 Haziran Perşembe akşamı saat 20:00’de, Alanya Posta TV’de, canlı yayınlanacak ‘Nefes’ isimli sağlık programımızda, Alanya Eğitim ve Araştırma Hastanesi Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi Sorumlu Hekimi Dr. Öğr. Üyesi İsmail Sarıkan ile çok önemli konuları konuşacağız. Sizleri ekran başına bekliyoruz. Sağlıkla kalın. Saygılarımla.