Pandemi sürecinin etkilediği birçok kesim ve öğe var. Bunları saymaya kalkarsak en başta sağlık, ekonomi, işsizlik ve geçim derdi aklımıza gelecektir. Bunlar tabi ki çok çok önemli. Ama bunların yanında çok daha da önemli olanı geleceğimizin teminatı olan çocuklarımız ve gençlerimiz. Onlar pandemiden en çok etkilenen grup oldular. Geleceklerini şekillendirmek ve yön vermek için yüz yüze aldıkları eğitimden bir yıl eksik ve mahrum kaldılar. Her ne kadar uzaktan veya dijital sistem üzerinden eğitim görseler de yüz yüze eğitimin yerini hiç bir şey tutmayacaktır.
Bu dönemde en çok gözlemlediğimiz rahatsızlıktan biriside genç neslin dijitalleşirken bağımlı hale gelmeleri. Bağımlı hale gelmesi derken ders çalışmaya veya eğitici bilgi öğrenmeye değil tam aksine daha az ders çalışıp teknolojiye ve dijital ortama bağımlı hale gelmeleri. Bu durumdan ebeveynler hem çok şikayetçi, hem de çok rahatsızlar. Bu çaresizliğin en büyük sebeplerinden biriside uzaktan eğitim nedeniyle tablet, bilgisayar, akıllı telefon ve televizyon kullanımının artması. Ama bu eğitim şekli için bunlar şart. İşte bu nedenle gençlerin ve öğrencilerin ders çalışırken diğer yandan da teknolojiye bağımlılığın artıyor olması.
Eski dönemlerde bu tür teknolojik aletlere genelde erişkinler sahip olabiliyorken; artık çok erken yaşlarda ihtiyaç olsun veya olmasın birçok çocuğun elinde akıllı telefonu, tableti ve bilgisayarı var. Tamam bunlara genç yaşlarda sahip olmak iyi şeyler ancak teknoloji gerçek anlamıyla amacına uygun kullanılırsa çok güzel. Ama bunun dışında kullanılması veya çok aşırı kullanılması ise bir tür bağımlılık yani kısacası hastalık. İşte bu nedenle yüz yüze eğitimin kontrollüde olsa başlaması elzem bir durum. ( Duyarak, görerek, hissederek, mimikleri ve anlatım tarzını yaşayarak, direkt etkileşim halinde olunarak verilen ve alınan eğitimin yerini hiçbir teknoloji ve dijital ortam tutmayacaktır.) Eğer böyle devam ederse, bir hastalıktan korunurken diğer taraftan da bağımlılık yapacak olan bir başka hastalığın pençesinden gençlerimizi kurtaramayacağız.
Bu teknoloji bağımlılığına şimdiden çareler bulmak lazım. Genç neslimizi daha organik ve farklı yaratıcı ortamlara yönlendirmemiz lazım.
Tabi ki farklı ortamlar derken; sadece çelik çomak, kör ebe, telden araba, çember sürmek, topaç çevirmek veya çamurdan evler yapmak gibi örnekler değil veyahut eskiden bizim zamanımızda şöyle yapılırdı veya böyle olurduyu bir kenara bırakmakta fayda var..
Lafın kısası ve özü eskiyle yeniyi teknolojinin yardımıyla harmanlayıp günümüzün şartlarına uygun olarak genç nesillere sunmalıyız., Onları bu şekilde yönlendirerek eğiterek belki daha fazla yardımcı olabiliriz.
Değilse elinde telefon kulağında kulaklık gözünde kalın camlı gözlük dünyadan bihaber, saygı ve sevgiden eksik, eğitimsiz gençlik görmeye devam ederiz.
Sağlıcakla……