Son yıllarda turizm ve tarım eksenli Alanya’da turizm ile birlikte her krizde etkilenmekte paralellik gösteren emlak ve inşaat sektörü pandemi kriziyle beraber sekteye uğrayıp durmuştu. Yaprak kıpırdamayan sektörü canlandırmak ve piyasayı hareketlendirmek amacıyla ekonomik destek paketleri kapsamında Üç kamu bankasınca kampanyalı ucuz konut kredisi açıklandı. Yeni konutlar için 0;64’dan ikinci el konutlar içinde 0;74’den 12 ödemesiz en az %10 peşinle 15 yıl ödemeli kredi verdi. Bu krediler yüksek kira ücreti ödeyenler ve az birikimi olanlar ile birlikte yatırımlık konut almak isteyenler için iyi bir fırsat oldu. Gerçektende kredilerin açıklanmasıyla birlikte piyasa tepkisini verip aşırı bir hareketlilik yaşandı. Stokta duran uzun süredir talibi çıkmayan konutlar bir bir talipleriyle buluşmaya başladı.
Bu nasıl bir düzendir ? Nasıl bir sistemdir ki anlaşılmaz ? Bir Türkiye gerçeği olan fırsatçılık tekrar ön plana çıktı. Depremlerde kiralık konut fiyatlarında olduğu gibi, pandemi sürecinde maske ve kolanya satışında olduğu gibi, bu kez de ucuz kredi nedeniyle taleplerin artmasıyla birlikte sabahtan akşama konut fiyatlarında afaki fiyat artışları oldu. Her türlü krizi fırsattan çok suistimal edenlerin olması hem yakışık almadı, hem de bizleri şaşırtmadı.
Yinede kriz boyunca dürüstlüğünden ödün vermeyen ve şartlara uygun davranıp fiyatını artırmayan, dürüst satıcı ve aracı tüm firmaları ayrıca tebrik etmek lazım.
Bu ucuz kredi sektöre ve konut ihtiyacı olanlara ilaç gibi geldi. Beraberindede bazı sıkıntıları ön plana taşıdı. İşini iyi yapmayan bazı uyanık ve açgözlü konut üreten firmaların az vergi ödemek uğruna düşük rayiç değerden fatura kestiler. İkinci el konut satanlarında daha az tapu masrafı ve gelir vergisi ödememek istemeleri neticesinde en düşük rayiç değerden alım satım yaptılar. Böyle olunca da handikap doğuran bir sonuç ortaya çıktı. Yüksek vergi ile karşılaşmamak için konutun reel değeri üzerinden konut kredisi kullanımına müsaade etmediler. Yani alıcının önüne konan düşük rayiç değer limiti peşin parası olanlar yada yeterince peşinatı olanlar için bir sıkıntı doğurmazken gerçekten ihtiyacı olan ve az birikimi olanların konutu satın alabilecekleri kadar kredi çekemeyecekleri için konut satın alma hayalleri bir başka bahara kaldı.
Bu sürece bir örnekleme yapacak olursak. Satıcının elinde 500.000.TL gerçek satış değeri olan bir konut var. Piyasaya satış için arz ediliyor. Burayı beğenen bir alıcı çıkıyor. Ama alıcının elinde de 150.000.TL peşin parası var. Satış işlemi için anlaşmaya varılıyor. Alıcının masraflar hariç 350.000.TL kredi çekmesi lazım. Ama satıcı faturalamayı ve rayiç değeri düşük tuttuğundan en fazla 250.00.TL kredi kullanabilirsin diyor. İşte burada alıcının önüne konan düşük limitli kredi nedeniyle alıcı kredi alma şartlarına uygun olsa dahi alma şansı olmuyor.
Yani ucuz kredinin konut fiyatlarındaki fırsatçıların keyfi artırımları ve manipülasyonları karşısında pek ucuzluğu kalmadı.
ş böyle olunca serbest piyasa koşulları diyoruz. Ama serbest piyasa olmuş keyfi piyasa. Piyasa hep banacılarla dolmuş taşmış. Keser hep kendinden tarafa yontar olmuş.
‘’ Alta kalanın canı çıksın , üste kalan yaşasın’’ mantığıyla daha nereye kadar gideceğiz.
Acaba bu piyasanın hiç mi kuralı kaidesi etiği yok ? Hiç mi denetim mekanizması yok? Hiç mi oto kontrolü yok ?
Bu koşullarda denetim mekanizmasının acilen çalışması ve haksızlık yapanların , haksız kazanç elde edenlerin gerekli karşılığı görmesi elzem bir durumdur
Dürüst insanlarla karşılaşmanız dileğiyle…
Sağlıcakla Kalın…