Kişisel gelişim kitaplarının raflarda boy boy sergilendiği günümüzde insan anlıyor, "insan" çıkmazda... Neden bu kadar çok ihtiyaç var o kitaplara? Ne için? Cevap uzakta değil ; insan yalnız! Yalnızlık çoğu zaman kalabalığa saklanır. Usta oyuncudur, uzun süre kendini sevdirir. Ansızın kara bulutlar etrafı sardığında irkiliriz ve o an ne kadar yalnız olduğumuzu anlarız. Yaralı ruhlar bu defa başarı hastalığına yakalanır. Belki, bir ihtimal sonlanacaktır yalnızlığı diye düşünür. Ama bazı yalnızlar bilir, duygusal yalnızlığa ne para ne şöhret çaredir. Zeki Müren'in söylediği o şarkıdaki gibi... Dost muhabbeti bitince, sohbetler maddiyata dökülünce ayrılık rüzgarları esmeye başlar. İnsanları birbirinden ayırır. Sonrasında kimi yalnızlığa sığınır, kimi kimsesizliğe... Üzülerek söylemem gerekir ki, gelişim kitaplarının bir çoğu raflarda süs olarak kalacak. Başarmak için kırılıp dökülen canlar başarısızlığın kurbanı olacak. En, en tepelerin çok sıkıcı olduğunu düşünürsek, düz ovaları sevmeye başlarız. Manzara sadece manzaradır. İnsanın insana iyi geldiğini, bencilliğin asla ruhu beslemediğini artık kabul etmeliyiz. Bazı şeyleri anlamak bedavadır, tıpkı gülümsemek gibi. Mutlu insan yürüdüğü yolda çiçeği okşar, o çiçek sevgi karşılığında görsel şölene dönüşür. Düşene bir el, dosta omuz olmak ne kaybettirir, bilmiyorum. Ama çok şey kazandırır, kesin!