Kazanımların bir bir kaybedildiği çağın ilerleyişine karşın köylerin geriye gittiği bir süreçten geçiyoruz. Mevcut büyükşehir yasası ile beldelerin kapatılıp mahalleye dönüştüğü, ilin merkezindeki mahalle ile en ücradaki mahallenin aynı hizmeti alacağı şeklinde lanse edilen ve mavi boncuk dağıtılan ancak uygulamada karşılık bulmayan kaderine terk edilmiş köyler yığını ile karşı karşıyayız. Bunlardan biriside hiç şüphesiz Köprülü! Bir zamanlar belde belediyesi olan son yasa değişikliği ile belediyesi kaldırılıp mahalleye dönüşen Köprülü. Belediye binası, karakolu, itfaiyesi, sağlık ocağı elinden alınmış yerine büyükşehir yasası ile üç beş çöp kovası ile ödüllendirilmiş tenzili rütbeye uğramış Köprülü. Geçen yılki büyük yangınlardan geriye elimizde kalan tek orman parçasının tam ortasında kalan ancak olası bir yangında ilk müdahaleyi yapacak bir itfaiye aracı dahi olmayan Köprülü. Geçenlerde yaşadığımız bir ev yangınında köylülerce söndürüldükten üç saat sonra anca gelebilen itfaiyenin, köylüler tarafından su bile sıkmadan geri gönderildiği Köprülü. Milyonlarca lira harcanarak yapılan hiç olay olmuyor diyerek kapatılan çürümeye terk edilen karakol binasının bir utanç abidesi olarak tepeden Malan Goyağı’nı selamladığı Köprülü. Birçok mahallenin ve yaylaların tam ortasında olmasına karşın bir aile hekimi bir hemşiresi dahi olmayan sağlık ocağının atıl vaziyette kaldığı Köprülü. Havasının sert, insanının mert, yollarının dar ve çetrefilli olduğu Köprülü. Alara Şelale’si gibi UNESCO Dünya Mirası Listesinde dünyada yaşanabilecek 18 yerden biri olmasına karşına doğup büyüyenlerin dahi yaşayamadığı sürekli göç veren Köprülü. Kanuni Döneminden Sultan Alaaddin’e kadar giden tarihiyle mahzun Köprülü. Doğası yeşili, dağları, bahçeleri ile Akdenizin küçük Karadenizi olan Köprülü. Hüzünlenme ey yalnız, bahtsız Köprülü! Belki bir yerlerde sana sadık olanlar vardır. Güneş dün hüzünlü doğdu belki! Belki yarın mesut doğacaktır.