Toplumu ifsat eden kötülüklerin ne olduğu evrensel olarak çoğunlukla bellidir. Adam öldürmek, gasp, uyuşturucu ve insan ticareti gibi suçlar organize olduğunda çok daha tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Ferdi olarak bu suçlara karışmış insanları içinde bulundukları bataktan kurtarmak ayrı bir konudur, psikolojik ve sosyolojik çalışmalar gerektirir. Özellikle sivil toplum kuruluşları; kurulan merkezler ve sosyal tesisler devlet tarafından da desteklenmelidir. Ancak toplumu bu insanların kötülüklerinden korumak en başta devletin görevidir. Devletin iç ve dış güvenliği uluslararası bu kötülüklerin yayılmaması için milletini müdafaa etmelidir. Devlet milleti için vardır. İnsanı yaşat ki devlet yaşasın ecdadımızın yaşam felsefesidir. Asıl milletini yüceltme; milletin değerlerini korumak ve neslini devam ettirmekle olur. Hamaset sadece kalabalıkların duygularını sömürmektir. Vatan millet şuuru gençliğini, geleceğini organize kötülüklerden kurtarmadan olmaz. Devletin güvenlik güçleri adeta bir seferberlik ilan etmeli, suçlulara aman vermemeli, ucu nereye dokunursa dokunsun üzerine gidilip bertaraf edilmelidir. Güvenlik güçleri arasına karışmış çürük elmalar, acilen temizlenmeli, onları koruyup kollayanlar var ise yöneticilik görevinden alınmalı, suçluları rehavete sürükleyecek davranışlardan kaçınılmalıdır. Suçlunun yakalanırsam mahvolurum diye korktuğu cezalar getirilmelidir. Cezalar caydırıcı özelliğini yitirirse suçlar yayılır. Bu matematik gibidir. Toplumun köküne dinamit koyan bu tür suçlular ve patronları cezalandırılmalıdır. Kolluk kuvvetlerinin amansız takibi adli makamlarda ağır cezalar ile neticelenmelidir. Cezalar yetersiz ise acilen kanun yapıcılar tarafından artırılmalıdır. Milli ve manevi değerlerin yaşatılması için etkinlikler, programlar düzenlenmesi güzeldir. Ancak içi boşaltılmış, samimiyetsiz, yapay kahramanlıklar yerine medeniyetimizin dinamikleri öne çıkarılmalıdır. Kadim medeniyetimizde adalet, devletin dinidir. Adaletten şaşılırsa, suça karışanların aidiyeti göz önüne alınırsa, çürüme çabuk olur. Suçlu korunmayacağını, yakalanırsa cezalandırılacağını bilirse korkar. Korkmuyor ise ona gereken cevabı vermek Türk Devletinin şanındandır. Sosyal ve ekonomik olarak zayıflatılmış toplumlarda, bu tür suç örgütlerine taraftar bulmak kolaydır. Devletin sosyal yardımlarına, toplumun da katkı vermesi gerekir. Suça meyleden, kısa yoldan köşe dönmeyi hedefleyen gençlere sivil toplum kuruluşlarının da el vermesi elzemdir. Aksi halde kötülükler yayılır toplum ifsat olur, kimsenin huzuru kalmaz. Görevini layıkıyla yapan, milletin çocuklarını kendi çocukları gibi gören güvenlik güçlerine selam olsun. Muhabbetle…