Dimçayımız elden kayıp giderken;
Alanya için önemi olan bir çok olayda olduğu gibi, yine birçok oda, dernek, muhtarlıklar, kurum, kuruluş ve STK’lar sessizliği tercih ederek ne bir bildirim ne bir beyanat nede bir taraflık yada karşı duruş sergileyerek tabelalardaki isimlerini doldurmaktan başka bir işe yaramadıkları gösterdiler.
Buna kabullenme mi? Zafiyet mi? Vurdum duymazlık mı? Yoksa kapasite meselesi mi demeliyiz ? Yoksa; Ben yerimi sağlama almışım bana dokunmayan yılan bin yaşasın... Alan,alsın, satan, satsın, kalanlar bizimdir. Gel keyfim gel dostlar alışverişte görsün …! Diyerek işin içinden sıyrılmalı mıyız?
Kardeşim inin şu uzayın derinliklerinden de ayaklarınız bir yere bassın. Alanya’ya tepedeki koltuklarınızdan değil de yerden bakmayı deneyin. Halkın içine girip onlarla beraber olmayı deneyin. Sorunlarını , dertlerini, acılarını beraber paylaşmaya çalışın.
Vatanını, Milletini, ilini, ilçeni, köyünü, kentini, aileni, çalışanını, çalıştığın yerini, temsil ettiğin kurumunu, yaptığın görevini, esnafını, üyeni, tarafını ve taraftarını seviyorsan ?
Siz Neredesiniz ? Yada Siz Ne iş yaparsınız?
Bu işler yumuşak koltuklara gömülerek sosyal medyadan iki laf sallamayla veya laf olsun torba dolsun yada kopyala yapıştır veyahut önüne gelen hazır kalıp metinleri okumayla olmuyor.
O gelmediğiniz taraf olamadığız, zahmet edip iki laf edip, bildiri yayınlayamadığınız, üyelerinizi yönlendirip bilgilendirmediğiniz, Dimçayı varya; işte O Dimçayı borulara hapsedilerek İkinci bir HES prangası vurularak tahrip edilip yok edilmek isteniyor.
O Dimçayı varya O Dimçayı ;
Aktığı 58-60 Km boyunca can verip güzelleştirdiği doğanın,
Kargıcak’tan Dineğe kadar beslediği bereketlendirdiği toprakların,
Kıyısı boyunca ev sahipliği yaptığı restaurantların, kafelerin ve pikniklerin,
Alanya’mıza gelen her üç turistten birin ziyaret etmesine vesile olmasının,
Adının birçok turistik merkezlere daha çok bilinir olup markalaşmasının,
Kampçıların ve karavancıların gözde mekanı olmasının,
Cip ve ATV turlarının vazgeçilmez güzergahı olmasının,
Yürüyüş ve doğa sporları için mükemmel bir parkur olmasının,
Alanya’nın en büyük gölüne ve manzarasına sahip olmasının,
Çevresinde onlarca köy barındırmasının,
Endemik bitki çeşidine sahip olup onlara hayat vermesinin,
Yaban hayatına ev sahipliği yapmasının,
Bölgeye has kırmızı benekli alabalığı barındırmasının,
Bölgemize sağladığı ekonomik katma değerin ölçülemeyecek kadar çok olmasının,
Özellikle Alanya’nın içme suyunun ana ve temel kaynağı olmasının
Sizlere ifade ettiği bir şey yok mu?
Kusura bakın kardeşim. Hem de istediğiniz gibi kusura bakın…
Ama üzerine alınanlar kendi kusurlarına baksınlar lütfen. İlk önce Sizler kimi ve neyi temsil ediyorsunuz öncelikle ona bakın …
Sap döner, keser döner; gün gelir, hesap döner, ama atı alan Alanya’yı çoktan dört nala geçmiş olur.
Benden söylemesi
Sağlıcakla kalın…