Hicri takvime göre Ramazan ayı her yıl, miladi takvimin on gün öncesinden başlar. Bu yıl tam da bahar ayının ortasından itibaren ülkemizde ve tüm dünyada Müslümanlar oruç tutmaya başladı. Sağlık durumu, mazereti vesaire olanların durumları hariç tatlı bir telaş ve bir eğitim sürecine girdik…
Dini yönden faydalarını ehli daha iyi bilir sağlık yönünden faydalarını da öyle…
İnsani değerlerin farkına varıldığı manevi bir eğitim süreci olarak oruç; son derece güzel bir eğitim şeklidir. İnsan iradesinin güçlendirilmesi; azim ve kararlılık eğitimidir. Yapılan iyi bir işin gösteriş için olmaması eğitimidir zira insan kimse görmeden oruç tutmadığı halde tutuyormuş gibi davranabilir. Eğitimin olmaz ise olmazı disiplindir. Gece uykunun tam tatlı saatinde kalkıp sahur yapmak, sonra gün boyu akşam ezanına kadar sürekli bir kontrol halinde olmak, sonunda iftar yapmak için top atılmasını beklemek. Önünde yemekler, tatlılar var sofrada kurulu ancak elini uzatmadan sürenin dolmasını beklemek. Bunu on değil, yirmi değil, tam otuz gün tekrarlamak. Bu eğitimin manevi yönü yine ehline malumdur ancak yıl boyu yorulmuş, yıpranmış, dağılmış bir ruh halini de hizaya sokma eğitimidir…
İnsanoğlu ruh, beden ve benlikten (nefs) oluşan bir varlık. Oruç eğitiminin ruhu besleyen dini yönü, bedeni sağlamlaştıran sağlık yönü gibi nefsi dizginleyen eğitim yönü de son derece önemlidir. Sadece aç kalmak ve susuz kalmak olarak görülürse eğitim eksik kalır, amacına ulaşmaz. İnsanın davranışlarına etkisi olmayan açlığın, susuzluğun ibadet yönünden de bir faydası yoktur.
Kutlu söz “Kimilerinin orucu gün boyu aç ve susuz kalmaktan ibarettir” der…
Bir ay süren uygulamalı bir alıştırma eğitimi olan oruç sonunda kazanılan güçlü irade ile, hayata dair zorlukların üstesinden gelmek biraz daha kolaylaşır. Gaye edinilen hedeflere ulaşmadaki irade güçlenir ve hatta çeldiricilere karşı direnç artar.
Ramazan ayı ile yardımlaşma ve paylaşma duygusu da yine oruç eğitiminin katkısıyla zirve yapar. “Tok açın halinden anlamaz” derdi rahmetli dedem. İmkânı olduğu halde isteklerine gem vuran kişi, hiç imkânı olmayanların halini de bu vesile ile öğrenmiş olur.
Ne mutlu orucun hakkını veren güzel kullara…