Birçoğumuz sıkılmanın anlamını bile fark edemeden hemen elimize telefonu alıp, o andan adeta kendimizi soyutluyoruz. Telefon, tablet ve televizyon (3T) cihazlarına sarılı veriyoruz. Fakat daha başka ihtiyaçlarımız ise, teknolojik cihazların cezbedici tarafıyla (!) beraber yok oluyor. Sıkılmanın anlamını o kadar öteliyor ki teknolojik cihazlar, adeta hayatımızda onlar olmazsa, hayat duruyormuş gibi hissedebiliyoruz (!) Peki, ama gerçekte de durum böylemi? İnsanlar sıkıldığında, neden her zaman telefonlarına sarılırlar? Toplumda hemen hemen herkesin aynı tutumu sergilemesi size de ilginç gelmiyor mu?
Bir fotoğrafta görmüştüm. 3 tane maymun vardı. Birisi ağzını, diğeri kulağını, en sonuncu ise gözünü kapatıyordu. 3 maymun denilen kavram. Ancak teknolojik cihazlarla beraber 4. maymun hayatımıza girdi. Telefon! Görmeyen, duymayan, işitmeyen bireyler olma yolunda hızla ilerlediğimiz şu günlerde, hayatın güzel ve farklı cevherlerine de bir o kadar uzak kalıyoruz. Sıkılmamak için bile elimize telefonu alabiliyoruz. Oysaki, sıkılmak o kadar olumsuz bir durum da değil. Sıkılan birey, canının sıkıldığını anlayıp, daha farklı işlerle meşgul olabilir. Ve böylece sıkılmanın farkına varır. Sıkılmak o zaman diliminin bizim için işlevsiz olduğunu fark etmemiz açısından önemlidir. İşlevsiz zamanı, işlevsel zamana çevirebilirsek, bu durum bizim için bir kazanca dönüşecektir. Çünkü sıkılmak güzeldir.
İnsanlar sıkıldığında adeta hemen hemen herkes telefonla bu sıkıcı durumu örtmeye çalışır nitelikte, tek düze insan modelleri karşımıza çıkıyor. Sıkılınca tek yapılacak şey telefonmuş gibi! Çevrede olup, bitenler nedir? Ne değildir? İletişimden uzak, göz kontağı ve hayatın güzelliklerini görmeksizin bir süreç içerisine giriveriyoruz adeta. Ve hayatı ıskalamak dediğimiz kavram burada karşımıza çıkıyor. Hayat, bir ekrandan çok daha fazlası. Hissetmek, fark etmek ve harekete geçmektir önemli olan. İnsanlarla iyi ilişkilerde olmak, keyif olmak ve iletişim becerilerimizi güçlendirmek… Telefonun bizden aldıklarından çok daha fazlasını alacağınızı düşünüyorum.
Sıkılmak sizi sığlaştırmaktan ziyade, ufkunuzu açıyorsa işlevseldir. Sıkılmayı bir kriz olarak değerlendirecek olursak, önemli olan krizi fırsata çevirebilme makul adımlarını atabilmektir. Sonraki, yazımda görüşmek dileğiyle. Sevgiler.