İnsan, insanlık bir uçurumdan yuvarlanalı çok oluyor. Hiç utanmıyor, kızarmıyor, vicdan azabı çekmiyor. Adını kara harflerle tarihe yazdırıyor. Şeytana şapka çıkartırken, melekleri çoktan kendinden soğutmuş. Balık hafızasına gülerken, kuş beyninden habersiz geziyor. Kalbi kararmış, gözü hırsla kör olmuş. Gelişmiş çağın ilkel vatandaşları, sona yaklaştık mı dersiniz?

Emperyalizm çoktan bir taşla iki kuş vurmayı biliyor. Taliban yoluyla dünyaya Müslümanların ne kadar barbar, tehlikeli olduklarını gösterecekler yine, yeniden ve bir yandan dolaylı yollarla devam eden "Haçlı Seferleri". O savaş aslında bitmedi...

Türlü belalarla savaşan insan kana doymuyor. Cennet uğruna hayatı cehenneme çevirmek, Şeriat adı altında kadınları buldukları yerde taşlarla öldürmek... 21. Yüzyılda yaşananlar inanılır gibi değil. Kadınlar size Allah'ın emanetidir diyen peygamberin ümmetine bir bakın?

Kabil Havalimanında yaşanan insanlık trajedisi üç gün sonra unutulacak. Ölenler birer sayıdan, kurtulanlar birer sıradan geçecek. Dış devletler için çalışmış olanlar ülkeden kaçma derdinde, oysa onları kimse ülkesinde istemiyor.

İngiltere gece gece küstah bir açıklama yaparak, Türkiye ve Pakistan'da yeni mülteci merkezleri planladıklarını açıkladı. Ev sahibinin haberi var mı bu karardan, merak ettik. Hem dünyayı karıştır, hem milyonlarca insanı evinden, barkından et sonra gel Türkiye adına karar ver. Mesele sadece maddi değil, bir tek mülteci de değil. Zamanla ülkenin etnik kökeninin de değişeceği öngörülmelidir.

Bir üzücü olay daha, milletin vekili polise hakaret ediyor. Makam sahibi olmak aslında omuzlara eklenen sorumluluktur. Şımarıklık ve kibir olmamalıdır. Herkes bir şekilde ülkesi için görevde. Ama maalesef bazıları tavus kuşu gibi kabarıyor makam, ad sahibi olunca.

Vatandaş elektrik faturalarından dolayı isyanda. Sesimiz duyulur mu, hiç sanmıyorum. Işık hızıyla değişen gündemde bu da bir takvim yaprağı gibi uçuşup yitecek.

Güzel havadislere yine hasret kaldık. Ne diyelim, her şeyin hayırlısı...