Yağmur damlalarının arasında aniden duyulan bir ses , Avrupa’dan tüm dünyaya yankılanan Chopin’in ölümsüz eseri ‘’Nocturne’’ , yol boyu eşlik ederken yaşama meydan okuyor. Kim bilir hangi duygularla ortaya çıkmıştır diye düşünüyor insan.
Ölümsüz eser dedik , hayata genç yaşta veda eden Chopin eserlerinde yaşamaya devam ediyor sözsüz . Herkesin en sevdiği, çok sevdiği ve hiç sevmedikleri varken, ben de sevdiğim bu melodiyi hatırlatmak istedim. Yazarken klavyede harfler , sayesinde bir müziğe dönüşüyor adeta, unutturuyor kısa süreliğine her şeyi.
Kırlarda koşarken, denizde yüzerken, bir çiçek koklarken hayal edin kendinizi. Yine Chopin’le ‘’İlkbahar valsı’’ çalsın. Kederden umuda bir adım var olduğunu farz edelim . Karanlık günlerin bir zaman çok çok eskilerde kalacağına inanalım. Gök yüzünün rengi solmaz , ne olursa olsun. Kuşlar göç ettiği yerlerden döner bir gün mutlaka. Baharı müjdeleyerek, rüzgarı karşısına alarak döner. Yol boyunca kayıplar da verir ve biz bunu bilmeyiz . Sadece gelişlerine seviniriz. Birkaç haftadır kulağımız sesteydi. Kaç yıldır bahar ve yaz aylarında komşumuz olan "o "sesi bekliyorduk . Güzel şeyler ansızın olur ya, hatırlattı bugün bize.
Kayıplar hep vardı, hep olacak. Hayatın dengesi, kaderin cilvesi adına ne derseniz diyin. Ve kederle neşenin bir birine zıt olmadığını bilin. Şimdi açın en sevdiğiniz ‘’o ‘’ müziğin sesini …