Zalimleri dost edinmeyi bile zalimlik olarak gören bir medeniyetin temsilcileriyiz. Sorumluluğu altındaki insanlara zulmeden, güçlüden yana olup haklıdan yana olmayandır zalim. Sevgiden merhametten nasibi olmayanların duygularının kanalize olduğu yerdir zulüm.
Adaletin olmadığı yerde zulüm vardır, zorbalık vardır. Zorbalığa çok kesin bir ikaz vardır kültürümüzde; “Mazlumların ahından kaçının çünkü onunla Tanrı arasında perde yoktur” …
Zalimler etrafında birikimli, şahsiyetli ve nitelikli kişileri istemezler. Hakikatte zalimler korkak olur. Bu korkularından sebeple ellerindeki yetkiyi zulme kullanırlar. Yanlışlarını kendisine söyleyip uyaran kişileri sevmezler. Zalimleri zalim yapan omurgasız, kifayetsiz, defolu ve dalkavuk tiplerdir; zalimlerin gücünden menfaatlenmek için onların her işini onaylayıp, şirin gösterirler…
Kadim medeniyetimizin bize öğrettiğine göre; insan, nefsinin her istediğini vererek nefsine zulmetmiş olur. Nefsin bencilliği ve çıkarcılığı insanı başkalarının haklarını gasp etmeye götürür. Daha fazlasını isteyen, doymak bilmeyen nefis, beğenilmeyi, alkışlanmayı, övülmeyi ister. Kendisine hakkı söyleyenleri sevmez halbuki dost acı söyler. Düşman sinsidir, sessiz kalır, dilsiz şeytan olur, kuyu kazar, plan yapar…
“Zulmü alkışlayamam zalimi asla sevemem gelenin keyfi için geçmişe kalkıp sövemem” diyen Mehmed Akif arkadaşına yapılan zulüm için bile memuriyetini bırakmış bir örnek şahsiyettir. Hayatı zulümle mücadele yolunda geçmiş milli şairimiz sonunda istiklal marşını yazarak bayraklaşmıştır. İlk sözü “Korkma” olan bir marş ki zerrelerine kadar yaşayıp yazdığı dizelerden oluşmaktadır. Başkasının hakkına tecavüz anlamında da kullanılan zulüm, vatan toprağına göz diken, işgal edenlerin yaptığı bir eylem olarak da değerlendirilebilir. Bu yönüyle vatan savunması da zulme karşı bir başkaldırıdır…
Emri altındakilere adil davranan yöneticiler için ne güzel müjdeler vardır. İşçisinin hakkını alın teri kurumadan veren, sosyal haklarını gözeten, onlara tepeden bakmayan işverenler ne güzeldir. Çocukları arasında ayırım yapmayan ebeveynler ne iyidir, talebeleri arasında ırk, dil, din ayırımı yapmayan öğretmen ne güzel modeldir…
“Cümle işler Halık'ındır, kul eliyle işlenir, Sanma izni olmadan, bir yaprak titreşir. Hak kulundan intikamını yine kul eliyle alır, İlm-i Ledûn bilmeyen bunu kul yaptı sanır.” Rahmetli dedem bu dizeleri çok söylerdi ve devamında “Bekleki göresin evlat” derdi.
Zalimlerin yaptıklarından Allah'ı gafil zannetme! …
Muhabbetle…