Dünya genelinde her sekiz kişiden biri obeziteyle yaşarken, yetişkinlerde aşırı kilo oranı 1990’dan bu yana neredeyse iki katına çıktı. Hem gelişmiş hem de gelişmekte olan ülkelerin en büyük sağlık sorunlarından biri haline gelen obezite, vücuttaki yağ oranının aşırı artmasıyla ideal kilo sınırlarının üzerine çıkılması olarak tanımlanıyor.
Kronik ve karmaşık bir hastalık olarak kabul edilen obezite, aşırı yağ birikimiyle karakterize ediliyor. Enerji alımı ve harcama arasındaki dengesizliğin önemli bir etken olduğu belirtilirken, Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) vücut kitle indeksi (VKİ) 25’in üzerini aşırı kilo, 30’un üzerini ise obezite olarak değerlendiriyor. Obezite, tip 2 diyabet, kalp hastalıkları ve bazı kanser türlerinin riskini artırırken, kemik sağlığını olumsuz etkileyip üreme sağlığını bozabiliyor. Ayrıca uyku sorunlarına, hareket kısıtlılığına ve yaşam kalitesinin düşmesine neden olabiliyor.
Eskiden yalnızca yüksek gelirli ülkelerin bir sorunu olarak görülen aşırı kilo ve obezite, artık düşük ve orta gelirli ülkelerde de hızla yayılmaya başladı.
DÜNYA GENELİNDE OBEZİTE ORANLARI ARTIYOR
DSÖ’nün 2022 verilerine göre dünya çapında 18 yaş üstü yaklaşık 2,5 milyar insan aşırı kilolu, bunların 890 milyondan fazlası ise obez. Yetişkin nüfusun yüzde 43’ü aşırı kilolu olup, bu oran 1990 yılına kıyasla yaklaşık iki kat artış göstermiş durumda.
Çocuklarda da benzer bir artış yaşanıyor. Beş yaş altındaki yaklaşık 37 milyon çocuğun aşırı kilolu olduğu tahmin ediliyor. Afrika’da 2000 yılından bu yana aşırı kilo oranı yüzde 23 artarken, Asya kıtası dünya genelinde aşırı kilolu beş yaş altı çocukların neredeyse yarısına ev sahipliği yapıyor.
5-19 yaş grubunda 390 milyondan fazla çocuk ve genç aşırı kilolu. 1990 yılında bu yaş aralığındaki çocuk ve ergenlerin yalnızca yüzde 2’si obezken, 2022’de bu oran dört katına çıkarak yüzde 8’e ulaştı. Küresel olarak, kız çocuklarında obezite oranı yüzde 1,7’den 6,9’a, erkeklerde ise yüzde 2,1’den 9,3’e yükseldi.
OBEZİTENİN EN YAYGIN OLDUĞU ÜLKELER
The Lancet dergisinin DSÖ ile iş birliği içinde yayımladığı 2022 raporuna göre, kadınlarda obezitenin en fazla görüldüğü ülkeler Tonga ve Amerikan Samoası olurken, erkeklerde ise yetişkin nüfusunun yüzde 60’tan fazlasının obez olduğu Amerikan Samoası ve Nauru ilk sıralarda yer aldı.
İngiltere’de kadınlarda obezite yaygınlığı açısından dünya sıralamasında 87’nci, erkeklerde ise 55’inci sırada yer alıyor. ABD ise kadınlarda 36’ncı, erkeklerde ise 10’uncu sırada bulunuyor.
2022 yılında çocuk ve gençlerde obezitenin en fazla görüldüğü ülkeler arasında Niue ve Cook Adaları öne çıkıyor. Bu bölgelerde çocuk ve ergen nüfusunun yüzde 30’undan fazlası obez. İngiltere, kız çocuklarında 72’nci, erkeklerde ise 91’inci sırada yer alırken, Türkiye 200 ülke arasında kadınlarda 42’nci, erkeklerde ise 60’ıncı sırada bulunuyor.
Türkiye’de obezite oranları artmaya devam ediyor. Sağlık Bakanlığı’nın 2017’de yayımladığı “Türkiye Beslenme ve Sağlık Araştırması” raporuna göre, 15 yaş ve üzerindeki bireylerde obezite oranı yüzde 31,5 olarak belirlendi. Bu oran kadınlarda yüzde 39,1, erkeklerde ise yüzde 24,6 olarak kaydedildi.
OBEZİTENİN EKONOMİK MALİYETİ DE BÜYÜK
Obezitenin yalnızca sağlık üzerinde değil, ekonomi üzerinde de ciddi etkileri bulunuyor. DSÖ’ye göre, obezite ve aşırı kilo nedeniyle oluşan küresel maliyetlerin 2030’a kadar yıllık 3 trilyon dolara, 2060’a kadar ise 18 trilyon doları aşması bekleniyor.
Özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde aşırı kilo oranlarının artması, daha önce yalnızca yüksek gelirli ülkelerle ilişkilendirilen bu sorunun küresel bir boyut kazandığını gösteriyor. Bu ülkelerde bulaşıcı hastalıklar ve yetersiz beslenme sorunlarıyla mücadele edilirken, obezite ve aşırı kilo gibi bulaşıcı olmayan sağlık riskleri de giderek yaygınlaşıyor.
Bazı düşük ve orta gelirli ülkelerde, yetersiz beslenme ve obezite aynı anda görülebiliyor. Bu çelişkili durum, beslenme alışkanlıklarındaki değişimlerin ve gıda sistemlerinin dönüşümünün sağlık üzerindeki etkilerini gözler önüne seriyor. -Haber Merkezi