Alanya Posta TV’de yayınlanan 5×5 programında Hilmi Karagöz ve Gaye Coşkun, ilçenin gündemine ilişkin konularda konuşurken, gündemin seyrini değiştirecek tartışma konuları da gündeme taşıdı. ALKÜ Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne yönelik sık sık yaşanan tartışmalar 5×5’te konuşuldu. Öncelikli olarak tank meselesini gündeme getiren Coşkun, Başhekim Hüseyin Lakadamyalı ile bu konuyu konuştuğunu ve Sağlık Bakanlığı müfettişlerinin araştırması içinde olduğunu söyledi. Başhekimin yetersizliği ile ilgili de yorumlar yapıldığını belirten Coşkun, hastane ile ilgili başka bir tartışmanın da dışarıdan güzellik uzmanı getirildiğine dair bir iddia olduğunu söyledi.
PARALEL BAŞHEKİMLİK
Paralel Başhekimlik iddiasını gündeme taşıyan Coşkun, “Hastane ile ilgili başka bir iddia daha var. Paralel başhekimlik kurma çabası var diyorlar. Çok ilginç geldi bana. Mesela Bazı insanların dışarıda ‘başhekimlik kadrosuna sizi göreve alırız’ diye bazı insanlara sözler verdikleri söyleniyor. Bu da tabii içeriden söylenen bir şey. Siyasi bir durum değil. Hastane için tatsız şeyler bunlar. İlginç tartışmalar var” dedi.
‘SÜREKLİ SAVUNMAK ZORUNDA KALIYORLAR’
Karagöz, “Bu tarz tartışmalar olmasa iyi olur. Çünkü orası bizim sağlık merkezimiz. Hastane enerjisini başka türlü kullanması gerekiyor. Sürekli kendisini savunmak zorunda kalmaması lazım” diye konuştu.
‘ACISINI ÇEKİYOR’
Karagöz, “Hastanenin açılışı aceleye geldi. Açıldığı zaman biraz pazar yerine çevirdiler özellikle siyasi ayaktan çok fazla alım oldu” derken, Coşkun da , “Referansla personel almanın acısını çekiyor hastane” şeklinde konuştu.
‘2 MEVSİM YAŞIYORUZ’
İlçede yaşanan kuraklığa dikkat çeken Karagöz, çayların bir bir kuruduğunu söyledi. Karagöz, “Geçtiğimiz Ağustos ayında Göksu Çayının vatandaşın anlayacağı şekilde Gödüre Çayı neredeyse kuruma noktası gelmişti resimleri gazetemizin haber yapmıştık. Geçtiğimiz hafta Demirtaş Çayı’nın kuruma noktasına geldiğini gördüm. Artık tamamen 2 mevsim yaşıyoruz. Kış ve yaz.
‘EL SUYU İLE ÜRETİM YAPILMAZ’
Bu sene çok fazla bir kar yağışı da olmadı. Olan da çabuk eridi gitti tutmadı. Yeraltı su kaynaklarımız bomboş. Yeni su kaynaklarımızda bomboş. Meteoroloji Müdürlüğünden alınan bilgilere göre 2016 yılında 871 kilogram yağmur düşmüş metrekareye. 2017 bin 84, 2018 bin 100, 2019 bin 503, -2020 bin 14, 2021’in Nisan ayına kadar 444 kilogram. Çok kötü bir rakam. Yani bizim yerüstü su kaynaklarımız da çok boş, yer altı su kaynaklarımız da çok boş. Üretici kesinlikle çok dikkat etmesi gerekiyor. Yatırımını ona göre yapması gerekiyor ama hiç ona göre yapar gibi değil. Ben de çıkmazsa ben de olmazsa benimki biterse komşudan alırım diye. El suyu ile üretim yapılmaz.
TEK KURTULUŞ SULAMA PROJESİ
Dere kenarına çay kenarına yakın olmanın hiçbir avantajı olmaz. Sadece şu kadar avantajı olur çok yakınsan, Eylül’de kurur, uzaksan Temmuz Ağustos’ta kurur. Bu bulmuş olduğun sondaj yer altında veya sana en yakın akan akarsuyun yer altından giden ve tabanda yayla sudan çıkartıyorsun. Bu kuruyacak. Bizim yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız da çok ciddi azalma var. Çok ciddi bir ısınma var. Bunun reçetesi tek kurtuluşu Dim Çayı sulama projesi. Dim Çayı sulama projesi Demirtaş bölgesinde çalışmalar yapıldığını biliyorum. Orada da bazı vatandaşların kendi yerinden su hattının su kanalının geçmesini istemedikleri yönünde şikayetler var. Bu çok yanlış bir şey, doğru bir şey değil. Çünkü sadece kendinle alakalı bir şeyler bölgenin tarımını bitirirsin. Sadece tarım bitmiyor, arıcılıkta bitiyor burada. Geçtiğimiz yıl, hem kulaklık hem kuru zamanda kuru rüzgarlardan dolayı çok bir bal üretimi olmadı. Arılarda ciddi ölümler oldu yani arı üremesi durdu. Türkiye genelinde bu oldu. Burada el suyu ile bu iş olmaz. Vatandaşın üreticinin çok dikkat etmesi lazım. Herkes her önüne gelen kredisini çeken veya başka bir yerde bir şey satan ya da bu pandemiden dolayı artık tarıma da uğraşma zamanı geldi diyen insanlar gidip bilmeden bilinçsizce bu işlere yönelmesinler” dedi. -Hayal BAŞAR