Marmara Depremi’nin üzerinden 22 yıl geçerken izleri hala bizleri üzmeye devam ediyor. Kocaeli-Gölcük merkezli 7,4 büyüklüğünde gerçekleşen depremde, 17 binden fazla kişi hayatını kaybederken, 23.781 kişi ise yaralanmıştı. Büyük kayıplara neden olan felakette ilişkin konuşan Jeofizik Mühendisleri Odası Alanya Temsilcisi İhsan Erman Kaptanoğlu, “Bunun gibi ve bundan daha büyük depremler elbette ki yaşanacaktır. Çünkü ülkemizin %98’i deprem riski altındadır” ifadelerini kullandı. Kaptanoğlu Alanya Posta Medya’ya yaptığı açıklamasında, “17 Ağustos 1999 sabahı saat 03.02’de gerçekleşen, Kocaeli merkezli deprem ülkede sadece ekonomik ve sosyal yaşamı değil, birçok yönetmelik ve kanunun da güncellenmesine sebebiyet vermiştir. Bu deprem neticesinde Deprem ve İmar Yönetmeliği gibi bazı önemli yönetmeliklerde ciddi değişikliklere gidilmiştir. Yapı Denetim ve Zemin Etüt disiplinleri zorunlu hale getirilmiştir. Bu güncellemelerin yapılması ve çağa uygun hale getirilmesi sevindiricidir. Üzüntü veren ise 1999 depremi öncesi bu değişikliklerin sürekli ertelenmesi veya yapılmamasıdır. Richter ölçeğine göre 7,4 büyüklüğünde gerçekleşen deprem, büyük çapta can ve mal kaybına sebep olmuştur.
‘DOĞA İLE YAPILAN MÜCADELEDE KAZANAN DOĞA OLACAKTIR’
Resmi rakamlara göre 17.480 kişi hayatını kaybetmiş olup, 23.781 kişi yaralanmıştır. Resmi olmayan rakamlara göre ise bu sayılar çok daha fazladır. Depremden yaklaşık 16.000.000 insan değişik düzeylerde etkilenmiştir. Özellikle endüstri ve sanayi bölgesi olan Marmara Bölgesinde depremin gerçekleşmesi ekonomik olarak ülkemize büyük yükler getirmiştir. Doğa ile mücadele içerisine girmekten çok doğa ile birlikte yaşanmalıdır. Doğa ile mücadele edildiğinde her zaman kazanan taraf doğa olacaktır. Bu yüzden dolayı, Deprem, Sel, Yangın gibi doğal afetlerin zarar vermemesi için yerleşim bölgeleri ve yapıların fiziki şartları doğa ile uyumlu bir şekilde seçilmelidir. Burada şehir ve bölge planlamacıları ile birlikte siyasilere büyük görev düşmektedir. Fiziki yapılaşma ve bu yapılaşma bölgelerinin yer seçimleri ilim ve bilim ışığı altında olmalıdır. Çıkar ve rant uğruna yapılan her işin felaket ile sonuçlanacağı unutulmamalıdır” dedi.
‘ÜLKEMİZİN TÜZDE 98’i DEPREM RİSKİ ALTINDA’
Türkiye üzerinde bulunan üç büyük fay hattı olduğunu söyleyen Erman Kaptanoğlu, “Bunun gibi ve bundan daha büyük depremler elbette ki yaşanacaktır. Çünkü ülkemizin %98’i deprem riski altındadır. Bu sebepten dolayı ülkemiz bir deprem ülkesidir. Türkiye üzerinde bulunan üç büyük fay hattı, Kuzey Anadolu Fay Hattı, Doğu Anadolu Fay Hattı ve Batı Anadolu Fay Hattı’dır. Depremler genellikle bu fay sistemleri ile bağlantılı oluyor. Büyük depremler de bu fay hatları üzerine meydana gelmiş olup, gelmeye devam edecektir. Bu fay sistemlerinin, hangi tip fay oldukları, hangi yöne doğru ve kaç metre atım yaptıkları, hangi odak noktasında ve kaç km derinde kırıldıkları gibi bilgiler bilim ışığında yer bilimciler tarafından halihazırda bilinmektedir. Buradan yola çıkarak yeni oluşacak depremin büyüklüğünü ve yerini olasılık hesabı yaparak tahmin etmek mümkündür. Buradaki tek handikap, zamanı tahmin edemiyor oluşumuzdur. Bu yüzden yapı tasarlarken en kötü şartlar oluşacakmış gibi hareket etmemizde fayda olduğunu görüyorum. Yapıları kaliteli ve iyi mühendislik hizmeti ile tasarladığımız takdirde herhangi bir olumsuzluk ile karşılaşmayacağımız aşikardır” diye konuştu.
‘ALANYA’DA 1999 DEPREMİ GİBİ BİR DEPREM BEKLENMİYOR’
Alanya’ya en yakın aktif fay hattının yaklaşık 130 km kuzeydoğumuzda yer alan Mut Fay hattı olduğunu ifade eden Kaptanoğlu, “Alanya’ya en yakın diri(aktif) fay sistemi yaklaşık 130 km kuzeydoğumuzda yer alan Mut Fay sistemidir. Bunun dışında güneybatımızda yer alan Ege-Kıbrıs yayı olarak adlandırılan ve Fethiye’nin altından içeriye doğru dalan fay sisteminde oluşabilecek depremlerin büyüklüğüne göre Alanya’yı etkileme ihtimali vardır. Aslında bu kadar büyük fay sistemleri ile çevrili olmamıza rağmen Alanya merkez ve 50 km yarıçaplı alanda aktif bir fayın bulunmaması bizim için bir şanstır. Bu yüzden dolayı Alanya’da, 1999 depremi gibi bir deprem beklenmemektedir” açıklamasında bulundu.
‘YÖNETMELİKLERE UYGUN MÜHENDİSLİK HİZMETİ VERMELİYİZ’
Alanya’nın deprem konusunda şanslı olduğunu söyleyen Kaptanoğlu, “Alanya’da kıyı şeridi boyunca yer alan alüvyon birikinti malzemenin olduğu alanlar ve daha önceden derelerin geçip, sonradan o derelerin kurutulduğu Aşağı Oba, Mahmutlar’ın güney kısımları, Payallar ve Konaklı’nın sahile yakın kısımları diğer bölgelere göre daha çok tedbirin alınması gereken ve daha iyi mühendislik tasarımlar isteyen bölgelerdir. Yapılarımızı güncel yönetmeliklere uygun ve kaliteli mühendislik hizmeti ile tasarladığımız takdirde hiçbir deprem bizi etkileyemez” ifadelerini kullandı. -Alkın BİRİCİK