En kötü sivil yönetim en iyi askeri yönetimden daha iyidir. Bunu Türkiye’de 4-5 darbe yada girişimi olarak adlandırılan demokrasiye müdahalelerin canlı şahidi olarak biliyorum. 1960 İhtilalinde çok küçüktüm, hatırlamam mümkün değil. Elbetteki yaşananları çekilen acıları ve sonuçlarını babamdan çevremden ve okuduğum kitaplardan çok iyi biliyorum ama diğer demokrasiye müdahaleleri yaşım itibarıyle kendim değerlendirme şansım oldu. Her ihtilal ve darbe girişimi ister başarılı olsun ister olmasın kan, gözyaşı ve acı demektir. Çekilen acıları ve sonuçlarını hepimiz biliyoruz. Zaten bu satırlara da sığmaz.
Siyasal iktidarı beğenmeyebiliriz, yanlış işler yapıyor olabilirler, bizim düşüncemize aykırı faaliyetlerde bulunuyor olabilirler. Ama seçimle mevcut iktidarı değiştirme imkanı mevcut ise yani sınırlı da olsa bir ülkede demokrasi var ise iktidarı değiştirmenin yolu halkı ikna etmekten geçer. Eğer halkı ikna edemiyorsanız, kendinizi gözden geçireceksiniz, yaptığınız hataları yapmayacaksınız kendinizi halka iyi anlatacaksınız ve seçimleri kazanıp programınızı uygulayacaksınız. Yani demokratik yollardan, meşru şekilde iktidara geleceksiniz. Unutmamalıyız ki insanca olmayan araçlarla; insanlara ulaşılmaz. Bu bakımdan demokrasi hem araç; hemde ulaşılması gereken bir amaçtır.
Allah bu millete bu kabusu bir daha yaşatmasın; dileğim o dur ki demokrasimizi güzelleştirelim, geliştirelim. Konuşarak daha iyiye daha güzele ulaşalım. Birlik ve beraberliğimizi düşünce ayrılıklarımız olsa da kimse bozamasın. Demokrasimize yönelik bu insanlık dışı suçu işleyenlere yargı hak ettikleri cezayı verecektir, bundan kimsenin kuşkusu olmasın.
Şimdi idam cezasının geri getirilmesi konuşuluyor. Evrensel hukuk diyor ki; işlendiği zaman bir fiile ceza yasalarında hangi ceza tertip edilmişse faile ancak ondan ceza verilebilir, sonradan çıkan yasa ancak lehe ise uygulanır. Buna suçların ve cezaların kanuniliği diyoruz, işlendiği zaman suç olmayan bir fiilden dolayı ceza verilemeyeceği gibi işlendiği zaman o fiile yasada hangi müeyyide yazıyorsa ancak o müeyyide uygulanabilir. Bu nedenle idam cezası getirilse bile İnsan Hakları Mahkemesi bize bunu uygulatmaz. Ceza yasaları başka bir ifade tarzı ile aleyhte makable şamil değildir. Bu mahkemeyi tanımıyoruz diyerek ve sonuçlarını da göze alarak, bunu yapabilirsiniz o başka mesele. Ancak Bundan sonrası için şunlar yapılabilir. Terör ve darbe girişimi suçlarına af yasağı getirilebilir. Bundan sonra işlenecek bu gibi suçlara idam cezası getirilebilir ve Ayrıca insanlık suçu olarak tarif edilip zamanaşımına uğramayacağı ve yasa değişikliğinden etkilenmeyeceği gibi bir değişiklik yoluna gidilebilir. Fakat uluslararası anlaşmalarda imzamız var. Ayrıva mesele FETÖ’ye idam cezası var diye teslim etmeyebilirler. Bazı ülkeler idam cezası olan ülkelere suçluları teslim etmiyorlar. Bunların da düşünülmesi gerek. Sonuç olarak şunu söyleyebiliriz: İdam cezası bu çağa uymayan bir ceza!!! Ancak geri kalmış toplumlarda özellikle de terör tehdidi ile yaşayan geri kalmış ülkelerde caydırıcı bir özelliğe de sahip. Takdir milletin ve vekillerinin