Corendon Alanyaspor’un yaşayan efsane başkanı Hasan Çavuşoğlu, Alanya Postası Gazetesi’ne özel bir röportaj verdi. Hasan Çavuşoğlu, Alanyaspor’da uzun yıllar yöneticilik yaptıktan sonra başkanlığı döneminde gelen iki şampiyonluk, takımın Süper Lig yolculuğu ve bu süreçte yaşananlarla ilgili soruları yanıtladı. Alanya Posta Medya Spor Müdürü Ercan Yıldırım’ın sorularına samimi yanıtlar veren Çavuşoğlu, “Kulüp başkanlığını dostlarıma tavsiye etmem. birine beddua edeceksen git bir spor kulübüne başkan ol de” dedi. İki bölüm halinde yayınlanacak Hasan Çavuşoğlu röportajının ikinci bölümü ise yarınki gazetemizin sayısında yer alacak. İşte Çavuşoğlu’nun samimi açıklamalarının yer aldığı röportajın ilk bölümü;
FUTBOL SERÜVENİNİ ANLATTI
Ercan Yıldırım: Süper Lig’de futbolun içinden gelen bir başkansınız. Futbola ilginiz ne zaman başladı?
Hasan Çavuşoğlu: Çocukluğumdan beri futbola ilgim var. Daha doğrusu babamın da futbola büyük bir ilgisi vardı. Köylüyüz, yörüğüz, tarlada, bağda, bahçede ve hayvanların başında, koyun-keçi sürülerinin başında gözümüzü açtık. Çocukken bir aktivite yapmamız gerekiyordu. Bunun en iyisi de futboldu. O zaman köyümüzde saha yok. Bizim kullanılmayan araziyi düzelttirdik ve kale direği kurup top oynardık, amcaoğulları ve bahçede çalışanlarımızla. Sonra çevre mahallelerden bize katılanlar oldu. İlerleyen zamanlarda da Okurcalar, İncekum, Avsallar, Türkler’de futbolu seven arkadaşlarla toplanıp bir takım yaptık. O zaman Alanya’da amatör küme takımları falan da yoktu. Sadece Alanyaspor vardı. Mahalle turnuvaları oluyordu. Bu turnuvalar şimdiki lig maçları gibi olurdu. Çok kalabalık oluyordu. O dönem kale arkası dediğimiz yerde, Damlataş’ta saha yapıldı. Beni Alanyaspor seçmelerine çağırdılar. O zaman Veliddin abi, Nazmi abi vardı. Takımı onlar kuruyordu. Seçmelerde iki gol attım. Sonra Alanyaspor’da oynamaya devam ettim. Bizim en son dönemimizde Alanyaspor, 3. Lig’e çıkmıştı. Araya askerlik girdi. Askerlik dönüşü futbola da kendi işlerimizden dolayı fazla zaman ayıramadık. Bağ bahçede işler çok diye ayırttırmadılar daha doğrusu. Sonra ben Alanya Belediyespor’da amatör takımda oynadım. 1992 yılında Türkler, belediye olduğunda bir takım satın aldık. Antalya’dan Dutlubahçe Spor Kulübü’nü satın aldık ve Türkler Belediyespor’a çevirdik. O takımda oynadık, yıllarca futbolun içindeydik. Futbola ailecek bir tutkumuz var. Bir ara dört kardeş birlikte oynadık. Mevlüt bey, Hayri, Şükrü ve ben dördümüz epey futbol oynadık. Antrenörlük kursuna gittik. Daha sonra biliyorsunuz, Alanya’da TÜFAD’ı kurup öncülük edenlerden biriyim. Neticesinde futbolun içerisine böyle girdik.
‘SAHİPLENME DUYGUSU OTURMADI’
Ercan Yıldırım: Önce 2013-14 sezonunda 2. Lig’de şampiyonluk, ardından 2015-16 sezonunda 1. Lig’de şampiyonluk yaşadınız. O günlere geri dönersek iki şampiyonlukta nasıl duygular yaşadınız? Herkes coşmak ve sevinmekle meşguldü, siz o sırada hangi duygular içerisindeydiniz?
Hasan Çavuşoğlu: Öncesinde Alanyaspor’a başkan olma süreci zorlu bir süreçti biliyorsunuz. O dönemde kimse Alanyaspor’a başkan olmak istememişti. Aday çıkmamıştı. Süre kazanmak için gazetecilerden oluşan bir yönetim oluşturulmuştu. Sonra şehri yönetenler bize rica ettiler, baya bir ısrar etmişlerdi. Biz de kabul ettik. Hayatımın en zor günlerini mutluluk bir tarafa Alanyaspor’da yaşadım. Zorluklarla geçen bir 12 yıl. Daha önce ki Hasan Hacıince başkanım döneminde de ben çok mücadele ettim. Takımı 3. Lig’den, 2. Lig’e çıkardığımızda yine Hacıince başkanımız, ‘Oğlum ben etçiyim toptan ne anlarım. Bu işi siz götüreceksiniz’ dedi ve itimat etti, güvendi. Transferde falan işimize de karışmadı. Takımı da şampiyon yaptık. Tabii Selçuk Doğan döneminde de playoff oynadık iki üç defa, benim olduğum dönemlerde. Sonra 2006’da bırakmıştım, 2011’de başkan olarak geri geldik. Tabi şampiyon oluyorsun o gün bir mutluluk oluyor. Dışarıdakiler için bitmeyebilir ama o gün bizim için bitiyor. Çünkü ağır sorumluluklar içerisine giriyorsun. Takım kademe atlayınca oradan geriye gitmeme düşüncesi içerinde oluyorsunuz. Mesela 1. Lig’e çıktığımızda şehir çok güzel bir mutluluk yaşadı. Bir taraftan da; Alanyaspor 1. Lig’e çıktı ama asansör takım olur, seneye düşer diyorlardı. Ama bunu söyleyenleri hiç bir zaman eleştirmedim işin doğrusu. Çünkü haklılardı. Niye haklılardı, 1. Lig’e çıktı ama nasıl ayakta duracak? Hangi gelirlerle ayakta duracak? Biz geldikten sonra iki sene borç ödedik, 3’üncü senesinde 1. Lig’e çıktı. Orada iki yıl kaldıktan sonra Süper Lig’e çıktık Konya’da. Tabii o günkü duygu mutluluk gerçekten geride kalan yılların verdiği yorgunluğu ağırlığı üzerimizden almış gibiydi. Başkan yardımcımız Muzaffer Barcın’ın Kargıcak’taki otelin oradan bir konvoy başlattık. O dönemin Büyükşehir Belediye Başkanımız Menderes Türel, bakanımız, Alanya Belediye Başkanımız, Alanya Kaymakamımız, hep futbolcularımızla iki katlı üstü açık otobüs şehre doğru hareket ettik. Öyle bir ilgi alaka tahmin etmiyorduk. Kargıcak’tan Alanya Merkeze dört saatte gelebildik. Sokaklarda, caddelerde bütün güzergah boyunca hiç boş yer yoktu. 70-80 yaşındaki ninelerimiz dedelerimiz bile balkonlardaydı. Herkes alkış tutuyordu. Yani burada çoğu futboldan anlamazdı ama bir Alanya kazanmış duygusu vardı. Ben sanmıyorum ki şehirde insanları sokağa dökebilecek böyle bir mutluluk olacağını. Bu sadece Süper Lig’e çıkmada oldu. Tabii o günden sonra bizim sorumluluklarımız daha da arttı. Zor olacağını biliyorduk. Kendi taraftarlarımız bile Konya dönüşünde, ‘Ya biz Süper Lig’e çıktık ama takım seneye düşer’ diye söyledik dediler. Haklısınız dedim ben. Biz de bunu yadırgamıyoruz, çünkü Süper Lig’e çıkan takımın sabit gelir kaynağı, gelirleri sıfır. Nasıl ayakta duracak? Futbolu bilen insanlar bunları düşünerek böyle konuşuyor dedik. Bu duygular içerisinde de Süper Lig’e çıktık. Tabi insanların o mutluluğunu gördükten sonra sahiplenmek çok önemliydi. O sahiplenme duygusunu maalesef Alanya’da sistemine oturtamadık.
‘DÜNYANIN EN ZOR İŞİ’
Ercan Yıldırım: Sporu sevdiğiniz çok açık, sporcu olmak mı yoksa spor kulübünde yönetici olmak mı?
Hasan Çavuşoğlu: Kesinlikle futbolcu olmak isterim. Futbolu sevdiğim ve oynadığım için. Futbol Kulübü Başkanlığını da dostlarıma tavsiye etmem. Yani birine beddua edeceksen, git spor kulübüne başkan ol de. Futbol Kulübü yönetmek, özellikle de en üst lige çıkmışsan dünyanın en zor işi. Bunu her zaman söylüyorum. Ben kulüp başkanı olmasam da bunu söyleyeceğim.
‘GÖMLEKSİZ ATEŞİN İÇİNDEYİZ’
Ercan Yıldırım: Eski başkanlardan Hasan Hacıince, Alanyaspor Başkanı olmak ‘ateşten gömlek giymek’ derdi. O dönem Alanyaspor 3. Lig’deydi şimdi Süper Lig’de. Bu gömleğin ateşi hala yanıyor mu?
Hasan Çavuşoğlu: Hasan Hacıince başkanım hakikaten öyle söyledi. O zaman 3. Lig’de bunu söylüyordu. Şimdi Süper Lig’de bırak ateşten gömlek giymeyi, tam ateşin içerisindesin. Gömleksiz ateşin içerisindesin.
İŞTE BAŞKANI ÜZEN MAĞLUBİYETLER
Ercan Yıldırım: Sizi en çok üzen yenilgi, mağlubiyet hangi maçtı?
Hasan Çavuşoğlu: İki tane var aslında, birisi Süper Lig’e iki takım çıkıyordu. Adanaspor çıkmıştı. İkinci takım olmak için Karabük ile yarışıyorduk. Karabük’te bizden bir puan öndeydi. Alanya’da yağmurlu günde bir maç oldu. O zaman da MHK Başkanı Kuddusi Müftüoğlu hocamızdı. Maçta hakem eğitimcisi Ulenberg de vardı. Daha oynanacak maçlarda vardı ama beraberlik onların işine yarıyordu. Hakemde Ümit Öztürk’tü. Gelecek vaat eden hakem olarak görülüyordu. 1-1 berabere devam eden maçta 90 artı, uzatmalar oynanıyor. Bizim futbolcumuz Deniz Vural’ın sarı kartı vardı. Deniz ceza sahasına girdi, bir çalım attı ikinci çalımı attı, üçüncü çalımda düşürdüler çocuğu. Hakem geldi ikinci sarı karttan Deniz’i attı. Bizim penaltıyı da vermedi. Velhasıl bir sonraki sezon başında Belek’te bütün kulüp başkanları ve hakemlerin olduğu hakem seminerinde o sene hakemlerin yapmış olduğu hataları ekranda yayınladılar. Tak diye önce bizim Deniz’in atılıp, penaltının verilmediği pozisyonu koydular. Yanımda da Yücel İldiz ve Erkan Sözeri hoca vardı. Bana dediler senin iki puan gitmiş orada. Ve o sezon bir puan farkla Karabük direkt olarak doğrudan Süper Lig’e çıktı. İkincisi de yine aynı sezon bizim de Giresun deplasmanında maçımız vardı. 2-2 biten maçta da son dakikada Peroviç’in boş kaleye atamadığı bir gol vardı. O maçı alsaydık biz gene doğrudan Süper Lig’e çıkacaktık.
EN HEYECANLANDIĞI MAÇ
Ercan Yıldırım: Sizi en sevindiren ve heyecanlandıran maç hangisiydi?
Hasan Çavuşoğlu: Maçların genelde hepsi heyecanlıdır. Ben genelde her maçın heyecanını ve stresini yaşarım. Ama tabi Konya’daki Süper Lig’e çıkma maçı, playoff finali en heyecanlısı o maçtı.
‘GECE UYUYAMIYORUM’
Ercan Yıldırım: Tribünde maç sırasında bazen oldukça heyecanlanıp, kaçan gollere sinirleniyorsunuz. Kulüpte ve maçlarda yaşadığınız sıkıntılar sağlığınızı etkiliyor mu?
Hasan Çavuşoüğlu: Bazen ritim yüksekliği oluyor strese giriyorsun. Gece uyuyamıyorsun. Uykudan uyanıyorsun. Maçlar aklına geliyor. Takımın durumu aklına geliyor. Takımdaki mali durum aklına geliyor. Yani işin doğrusu kulüp yöneticisi olarak her türlü hastalığa meyil veren bir sistemin içindeyiz. Doğrusu çok severek ve isteyerek yaptığım şey değil ama biliyorsunuz geçen sene sezon sonu, ‘Bırakmayı düşünüyorum’ diye kaç defa söyledim ama birileri de çıkıp, ‘biz bu işi yaparız’ demiyorlar. Birileri çıksa ekip kursalar, hakikaten biz de o ekibin, ‘Oh ne güzel bunlar kulübü daha ileriye götürür, hiç olmazsa bunlarda bir şeyler yapar’ diyeceğimiz ekibi görsek. Bizimde biraz dinlenmemiz lazım. Benim başkanlıkta 12 yıl bitti, 13’üncü yıla girdim. Sekiz sene de yöneticilik var. Şimdi 20 bitti, 21’inci yıldayım. Futbolda da 45’inci yılın içerisinde geldim. Onun için bizde artık yorulmuşuz.
‘HEDEFİMİZ VAR’
Ercan Yıldırım: Alanyaspor, önceki sene Türkiye Kupasında final oynadı. İlk kez en üst ligde bir kupaya bu kadar yaklaştı. Sizce bir Anadolu takımı için Türkiye Kupası ulaşılması daha kolay olan bir kupa mı? Anadolu ekipleri, ligde kalayım ama kupaya asılayım düşüncesiyle mi lige başlıyorlar?
Hasan Çavuşoğlu: Biliyorsunuz, Anadolu takımlarında daha önce sadece Bursaspor şampiyon oldu. Hepimizde mutlu olmuştuk. Aslında zaman zaman böyle şampiyonluklar yaşanmalı diye düşünüyorum. Kupa maçları, her takım için olduğu gibi bizim içinde önemli. Türkiye Kupasıyla Avrupa Kupalarına giden çok takım var. Yoksa Avrupa’ya gitmek için ligi üst sıralarda bitirmen lazım. Biz Avrupa Kupasına gittiğimizde ligi 5’inci bitirmiştik. Tabi biz de kupada bir kez final oynadık, sonra bir yarı final oynadık geçen sene çeyrek finalde elendik. Tabi Türkiye Kupası hedefi, her takımın olduğu gibi bizimde var.
‘ELİNDEN GELEN DESTEĞİ VERDİ’
Ercan Yıldırım: Kardeşiniz Mevlüt Çavuşoğlu’nun Alanyaspor’u sevdiğini ve desteklediğini biliyorum. Özellikle sponsorlar için destekleri oluyor diye biliyorum. Kardeşiniz için neler söylersiniz?
Hasan Çavuşoğlu: Sayın Mevlüt Çavuşoğlu bakanımız, Antalya’nın siyesetçisi, bu bölgenin milletvekili oldu. Antalya’nın bakanı oldu. Antalya’da iki tane Süper Lig takımımız var. Birisi Antalyaspor, birisi Alanyaspor. Tabii ki siyasetçinin görevi şehrindeki takımlarına destek vermek. O da elinden geldiği kadar hem Antalyaspor’u hem Alanyaspor’u destekledi. Baktığın zaman bütün şehirlerde siyasetçiler zaten yörenin futbol takımlarına destek verir, vermelidir de. Sahiplenmelidir de. Her siyasetçi gibi o da Antalya’nın takımlarına elinden geldiği kadar her türlü desteği vermiştir. Kendisine de teşekkür ederiz.
‘SABİT GELİR KAYNAĞINA İHTİYACIMIZ VAR’
Ercan Yıldırım: Alanyaspor, uzun vadeli planlama ile daha büyük hedefler koyabilir mi? İmkan ve olanaklar bunun için yeterli mi?
Hasan Çavşoğlu: Şimdi Alanyaspor’un daha büyük hedefler koyabilmesi için çok ciddi manada sabit gelir kaynaklarının çok iyi olması lazım. Bunu sadece Alanyaspor yönetimi, başkanı yapamaz. Şehir yönetimi, sivil toplum örgütleri hep birlikte yapmalı, hep birlikte hareket etmeliyiz. Şu anda sabit gelir kaynaklarımız, bir tane futbolcu alabilecek düzeyde. İki değil, bir tane futbolcu alabiliriz. Yerli bir futbolcu alabiliriz ancak. Onun için ileriye yönelik büyük hedefler koymak için, büyük imkanlar olması lazım. Bu şartlarda büyük bir hedef koymak mucize olur. Sabit gelir kaynaklarına ihtiyaç var işin doğrusu. Bu takıma yeterince sahip çıkıldığını hiç düşünmüyorum. Biraz sözle sohbet ile çıkılıyor, bize icraatlar lazım. Bu bölgede turizmcilerin hepsinin destek çıkması lazım. Geçen sene biz Alanyaspor için kapı kapı dolaştık. Kendi işim için dolaşmam. Telefonla hallederim işlerimi. Ama Alanyaspor için çok dolaştım. İsim söylemeyeceğim bir otel, Antalya – Alanya arasında 5-6 tane oteli var. Kulübün hesabına 20 bin TL para göndermişler. O zamanın parasıyla bin Euro idi. Geri gönderdim. Şimdi bu Alanyaspor’a yapılan çok büyük bir ayıp diye düşünüyorum. İşte böyle biz yüzümüzü kızartıyoruz. Alanyaspor için gene gece gündüz olduğum sürece ben ve yönetim kurulu arkadaşlarım dolaşırım, fedakarlığı yapmaya devam edeceğiz. Ama ‘dökme suyla değirmen dönmez derler ya’ kulüp bu şekilde uzun süreli gitmez. Ama biz yönetimde olduğumuz sürece elimizden geleni her zaman yapacağız yine. İnşallah bizden sonra gelenler olursa da onlar da yaparlar. Bu yıl da ufak tefek gelirlerimiz oldu. Sağ olsun belediye başkanımızın da desteğiyle. Ama tabi çok yetersiz. Keşke şehirde bunun önemini bir anlasa…