Haberlerin üzerimizde yarattığı günlük stres, anksiyete ve kaygının orta ve uzun vadede kişisel psikoloji ve toplumsal sosyoljide yarattığı bir takım olumsuzluklar çağımızın ciddi bir sorunu haline geldi. İç savaşlar, göçmenlerin durumu, ekonomi, siyasi polemikler, hayvan dostlarımıza yapılan eziyetler, kadın cinayetleri gibi ve daha birçok haber hemen her gün istesek de istemesek de karşımıza çıkıyor. Bu tarz haberlerin artış göstermesiyle birlikte de bir çok insan televizyon haberi izlememeyi, gazete okumamayı tercih ediyor. Yaşanan bu durumun ise insanlar üzerinde psikolojik etkilere yol açıyor. Alanya Posta Medya’ya konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Psikolog Büşra Yönet, günümüz medyasının insanlar üzerindeki etkileri ve bu etkilerin bireysel ve toplumsal sonuçlarını açıkladı. Yönet, medyanın, özellikle trajik olayların raporlanması sırasında, toplum üzerinde bıraktığı psikolojik izlerin altını çizdi.
“MEDYA GENİŞ BİR KİTLEYE HİTAP EDİP HER YAŞ GRUBUNU ETKİLEYEBİLİYOR”
Medyanın, yaşamın doğrularını ve yanlışlarını, güzelliklerini ve çirkinliklerini gösterdiğini belirterek, insanların bu bilgilerle yaşam rollerini şekillendirdiğini ifade etti. İletişim teknolojilerindeki gelişmelerle birlikte medyanın etki gücünün arttığını söyleyen Yönet, yazı, fotoğraf, video gibi unsurların medya ürünlerinin okur üzerindeki etkisini güçlendirdiğine dikkat çekti. Yönet açıklamasında, “Medya geniş bir kitleye hitap eder ve her yaş grubunu etkileyebilir. İnsanlar medya aracılığıyla yaşamın doğrularını, yanlışlarını, güzel ve kötü yanlarını görerek yaşamın içindeki rollerini belirlemişler veya belirginleştirmişlerdir. Medya insanlara yaşamın ve evrenin değişik yönlerini göstererek, farklı düşünceleri insanlara çağrıştırarak insan ilişkilerine katkıda bulunur” ifadelerinde bulundu.
“PSİKOLOJİK OLARAK OLUMSUZ SONUÇLARA YOL AÇABİLİYOR”
Özellikle trajik haberlerin, insanlar üzerinde derin ve olumsuz psikolojik etkilere yol açabileceğini dile getiren Yönet, bu tür haberlerin korku, kaygı, öfke, dehşet, mutsuzluk, umutsuzluk gibi duyguları tetikleyebileceğini açıkladı. Yönet, ayrıca, bu durumun topluma olan güveni sarsabileceğini ve insanların hayattan kopuşunu hızlandırabileceğini belirterek, “Özellikle iletişim teknolojilerinin her geçen gün gelişmesi medyanın etki gücünü artırmıştır. Yazının, fotoğrafın, videonun vb. ürünlerin tek sayfa içinde bulunması medya ürünlerinin okur üzerindeki etkisini artırır. Medyanın ve insanların yoğun ilgi gösterdiği trajik haberler insanlar üzerinde psikolojik olarak olumsuz sonuçlara yol açabilir. Trajik haberler insanlarda korku, kaygı, öfke, dehşet, mutsuzluk, umutsuzluk, depresiflik, topluma güvensizlik, hayattan kopuş, ölüm çağrışımı gibi olumsuz duyguların yaşanmasına sebep olabilir” dedi.
“KADINLAR VE ÇOCUKLAR DAHA ÇOK ETKİLENİYOR”
Kadınlar ve çocuklar üzerindeki etkilerin daha fazla olabileceğini belirten Yönet, kadınların yaşadıkları üzüntü nedeniyle günlük rutinlerinde aksamalar yaşayabileceğini ve sokakta yürürken korku hissedebileceklerini ifade etti. Çocuklarda ise dünyaya karşı artan bir korku, başkalarının acılarına karşı duyarsızlık ve agresif davranışlar gözlenebileceğini söyleyen Yönet, “Özellikle bu tarz haberlere maruz kalan kadınların ve çocukların etkilenme durumları daha fazla olabilir.Kadınlarda yaşadıkları üzüntünden dolayı günlük rutinlerinde aksamalar, sokakta korkarak yürüdükleri ve kendilerini güvende hissetmemek gibi durumlar oluşabilir. Çocuklarda etkileri ise; çevrelerindeki dünyadan daha çok korkabilirler ve başkalarının acı ve sıkıntılarına karşı daha az duyarlı hale gelebilirler. Başkalarına karşı saldırgan veya zararlı şekillerde davranabilirler” diye konuştu.
“İNSANLAR ÜZERİNDE OLUMLU ETKİLERİ DE OLABİLİR”
Yönet, trajik haberlerin bazı durumlarda insanlarda olumlu davranışların geliştirilmesine katkıda bulunabileceğini de sözlerine ekleyerek konuşmasını şu sözlerle noktaladı; “Çok düşük oranlarda olmakla birlikte trajik haberlerin insanlarda olumlu davranışların geliştirilmesine katkı yaptığı da söylenebilir. Empati, yardım isteği ve tedbirli davranma bu bağlamda ortaya çıkan olumlu davranışlar olabilir.” -Alkın BİRİCİK