Sağlıkta bilgiye ulaşmak: Her şeyi Google bilmez
Sevgili okurlar, bir yerimiz ağrıdığında ya da çocuğumuz ateşlendiğinde çoğumuzun ilk refleksi aynı: Telefonu elimize alıp internete sormak. “Boğaz ağrısı neden olur?” “Sağ gözüm seğiriyor, ciddi bir şey mi?” “Çocuğun ateşi kaç derece olursa tehlikelidir?” Ve saniyeler içinde önümüze sayfalarca bilgi düşer. Ama o bilgilerden hangisi doğru, hangisi eksik, hangisi korkutucu ve gereksiz? İşte sağlık okuryazarlığı, tam da bu soruların ortasında devreye girer: “Bilgiye ulaşmak” başka şeydir, “doğru bilgiye ulaşmak” bambaşka.
Artık bilgi çağındayız ama aynı zamanda bilgi kirliliği çağındayız da… Arama motorlarında “baş ağrısı” yazdığınızda, basit bir gerilim ağrısı da çıkabilir, beyin tümörü de. Bu bilgi bolluğunun içinde kaybolan, geceyi uykusuz geçiren, kendi kendine yanlış teşhis koyan milyonlar var. İnternette okunan her şey tıbbi bilgi değildir. Komşudan duyulan her tavsiye herkes için geçerli değildir.
*Doğru bilgiye ulaşmak neden zorlaştı?
Çünkü artık bilgi üretmek kolaylaştı. Ama o bilginin kaynağı, doğruluğu, amacı çoğu zaman belli değil. Sosyal medyada “doktor gibi konuşan” ama tıp eğitimi olmayan kişilerin önerileri, haber sitelerinde “mucize karışım”, “her şeye iyi gelen bitki” başlıkları… Hepsi bir tık uzağımızda ama çoğu bilimsel değil, sadece umut pazarladığı için dikkat çekici. Bu yüzden önümüze koyulan bu bilgi bombardımanının kaynağına göz atmayı bir alışkanlık haline getirmeliyiz. Gerçek bilgi, hakikate yaslanır. Hakikat ise sadece güzel anlatılan değil, doğru temellere dayanan bilgidir.
*E-Nabız, tahlil sonuçları ve anlamaya çalışma çabası
Tahlil sonuçlarına artık kolayca ulaşıyoruz. Ama bir değerin yüksek ya da düşük olması, tek başına her zaman bir hastalığın işareti değildir. Bir tahlil sonucu, ancak kişinin şikâyeti, yaşı ve hikâyesiyle birlikte hekimi tarafından değerlendirilirse anlam kazanır. Veri vardır ama asıl olan, o verinin neyle birlikte söylendiğidir. Bu noktada sloganımız şu olabilir: ‘’Her bilgi konuşmaz, doğru bilgi doğru rehberin elinde anlam kazanır.
*Kıyas kültürü: Ona iyi gelmişti, bana neden yaramadı?
Toplumda yaygın bir alışkanlık daha var: Komşuya iyi gelen karışım, kuzenin kullandığı ilaç, sosyal medyada övülen yöntem… Oysa unutulmamalı: Sağlık bireyseldir. Aynı teşhise sahip iki kişiye aynı tedavi bile farklı sonuçlar verebilir. Bu noktadaki sloganımız : ‘’Başkasının deneyimi, ilham olabilir… Ama reçete değildir.’’
Sağlığımızla ilgili belki de en önemli konu olayı basite indirgememek, ciddiyetin farkında olmak... Bu konuyu şöyle tasvir edelim; Bir kepçe operatörü olmadığınız halde kepçe kullanmaya çalıştığınızı hayal edin… Çevrenizdekilerin de o kolu indir şu düğmeye bas diye sizi yönlendirmeye çalıştığını düşünün… Olur mu öyle şey dediğinizi duyar gibiyim… İşte sağlıkta öyle… Olur mu öyle şey? Her bilgiye ulaşmak mümkün olabilir, ama her bilgiye güvenmek doğru değildir. Gerçek sağlık bilgisi; doğru soruyla, doğru kaynaktan, doğru zamanda alınandır. Bu yazı, o farkı hatırlatmaya vesile olursa, ne mutlu bize.
Haftaya görüşmek üzere, sağlıkla kalın.