Gündüz kuşağı programları evlerimizin vazgeçilmez bir parçasıdır eskiden beri. Özellikle ev hanımları Müge Anlı ile kalkıp Esra Erol ile yatıyor. Ancak son yıllarda bu programların içerikleri ve toplumsal etkileri hakkında artan endişeler, ciddi bir tartışma konusu yaratmış durumda.
Toplumun değerlerini, sorunlarını ve eğilimlerini yansıttığı iddia edilen bu programlar gerçekten toplumun yansıması mı? Bu yansıma ne kadar doğru ne kadar gerçekçi?
Gündüz kuşağı programlarında sıkça karşılaştığımız aile içi kavgalar, aldatma hikayeleri, şiddet olayları ve hatta cinayetler reyting uğruna yaratılan dramalar değil de nedir? Elbette bu tür sorunlar toplumda var lakin bu programlar, sansasyonel bir şekilde sunularak toplumun genelini yansıtmaktan ziyade ,insanları daha kötü neler olabileceği konusunda merakta bırakarak, çarpıtılmış bir tabloyla ekranlara bağlıyor ve toplumun ahlaki yapısını bozuyor.
Gündüz kuşağı programlarında sıkça rastladığımız dedikodu, iftira, hakaret ve aşağılama gibi davranışlar toplumun tamamını yansıtmıyor ,değerlerimizin erozyonunu hızlandırıyor. Kişilerin mahremiyetini hiçe sayarak onur zedeleyici bu tür programlara prim vermemeliyiz.
Yıllar öncesinde bir tanıdığım, düzenli olarak malum sabah kuşağı programını izleyemediği için maddi durumu iyi olmamasına rağmen mutfağına fazladan tv aldığını söylediğinde çok tuhafıma gitmişti.
Esnafların işyerlerinde açık olan televizyonlarda da hep bu tarz yayınların açık olduğunu alışveriş esnasında görüyoruz.
Gündüz kuşağı programları ,gerçeklik iddiasıyla yayınlansa da çoğu zaman kurgusal bir tiyatro alanı olduğunu katılımcıların aşırı tepkileri, sunucuların yönlendirici soruları ve stüdyo atmosferinden ne kadar abartılı ve çarpıtılmış olduğunu anlayabiliyoruz.
Değerlerimize sahip çıkma bağlamında malayani işlerin başında gelen ve uzun saatler süren bu tarz programlarla zamanımızı heba etmeyelim. Programlar bittikten sonra iç dünyamızda oluşan boşluk hissinin boşa geçirilmiş zamanın vicdan muhasebesinden kaynaklandığını bilerek zamanımızı faydalı işlere harcayalım. Ruhumuzu besleyen uğraşlar bizim mutluluğumuza da katkı sağlayacaktır unutmayalım.
Kalın sağlıcakla…