Alanya’nın en tabi güzelliklerinin başında Dim Vadisi gelir. Doğallığı kadar şehre yakınlığı ile de alternatif turizm için tercih sebebi. 
Fakat bu güzelliği yok edebilmek için herkes el birliği yapmış halde gayret harcanıyor. 
30 dolayında piknik yeri var, sezonda tıklım tıklım olan bu mekanlar insanın temel ihtiyacı olan tuvalet konusunda geri kalmışlığını sürdürüyor. Tesislerin tamamına yakını ilkel fosseptik kullanmakta. Sadece piknik tesisleri mi? elbette hayır. Onlarca depo ve imalathane (boyahaneler tarım içinde zararlı). Yüzlerce ev. tüm bunların tuvalet atığı da topraktan çaya sızıyor, oradan denize ulaşıyor. "Ulaşmaz" diyeler Alantur Köprüsü'nün altından su doldurup çay demlesin.  
Bu konuda ne Sayın Muhittin Böcek, ne de geçmişte Sayın Menderes Türel'in önleyici bir çalışması olmadı. Büyükşehir yasası öncesine hiç girmiyorum..
Şimdi yine sezon başlıyor ve hummalı bir hazırlık yaşanıyor. Demir yığınları ile örülecek Dim Çayı'nın görsel kirliliği bir yana alt yapı eksiği de çözülmedi. Şehrin imaj noktalarından olan Dim Çayı bölgesinin kanalizasyon altyapısının şimdiye kadar tamamlanmaması bir acizlik. Şimdi ve gelecek için ortaya bir vizyon konulmaması ise daha büyük acizlik değil mi?
Bu konuda gerek bölge sakinleri, gerek işletmeler ve bağlı oldukları odalar, iktidar ve muhalefetin siyasileri kulis yapmalı, elini masaya vurmalı. Bu konuda en büyük sorumluluk AK Parti ve CHP’ye düşmekte. AK Parti Çevre ve Şehircilik ile Turizm Bakanlığı, CHP ise Antalya Büyükşehir Belediyesi üzerinden meseleye ortak çözüm aramalı. 
Bölge gün geçtikçe Milli Park olma özelliğinden uzaklaşmışken geri döndürmenin yolu daha geç olmadan bulunmalı…