Ülkece geçirdiğimiz şu dönemlerden dolayı insanın aklında bir sürü kavram ve kavram kargaşası dönüp duruyor. Neyi nasıl öğreniyoruz ve günlük yaşamda nasıl kullanıyoruz? Bunun yanı sıra acaba bizler eğitim yuvalarında en temel kavramlarımızı nasıl öğretiyoruz (?) diye  düşünürken kafamda dönüp duranları yazmak istedim. 

Öncelikle biliyoruz ki ; demokrasi , sadece bir yönetim biçimi değil, aynı zamanda bir yaşam biçimidir.Bireylerin hak ve özgürlüklerini bilmesi, farklı fikirlere saygı göstermesi ve toplumsal sorunlara duyarlı olması, demokratik bir toplumun temel taşlarını oluşturur. 
Bu bilincin kazandırılacağı en önemli yer ise okullardır.
Peki okullarda bu eğitime ne kadar ders ayrılmış ne kadarı kazanıma yönelik ve pratiği nasıl ? Uygulamada kalıcı öğrenme gerçekleştirmeye yönelik mi planlamalar yoksa “var mı ? Var “ anlayışı mı hakim. 

Biliyoruz ki; eğitim kurumları, sadece akademik bilgi sunan yerler olmamalı; aynı zamanda öğrencilere demokratik değerleri benimseten, onları sorgulayan, düşünen ve katılımcı bireyler hâline getiren ortamlar olmalıdır. 
Okullarda demokrasi eğitimi, bireylerin hoşgörülü, saygılı ve sorumluluk sahibi olmalarını sağlayarak toplumsal barışa katkı sunar.

Demokrasi eğitimi, yalnızca ders kitaplarından öğrenilemez. Okul içinde öğrencilerin kendilerini ifade edebileceği, karar alma süreçlerine katılabileceği ortamlar oluşturulmalıdır. Öğrenci meclisleri, sınıf temsilciliği gibi uygulamalar, gençlerin karar alma mekanizmalarında yer almasını sağlar. Böylece öğrenciler, kendi fikirlerinin değerli olduğunu hisseder ve aktif yurttaşlık bilinci kazanır.
 
Tüm bunlar mevcut müfredatlarda var elbette uygulama da uygulayan bunu gerçek yerel _genel seçim havasında geçiren tüm gerekliliklerini yerine getiren kurumlar da var , “sadece öğrenci ismi yazıp” belge olarak yaptık buyrun  ispatı niteliğinde yapan da.

Asıl mesele burda başlıyor zaten, konu demokrasi ve bunun öğretilmesi ise ortak tutum içerisinde olmak zorundayız. Yoksa emanetçilerimiz gençlerimiz çocuklarımız sahip olunan hiç bir milli manevi değere gerekli önemi veremezler. 

Biz öğretmenlerin  ve yöneticilerin bu sürece katkısı büyüktür. Öğrencilerin fikirlerini özgürce dile getirebildiği, eleştirel düşüncenin teşvik edildiği bir okul ortamı, onların gelecekte sorumluluk sahibi bireyler olmasına yardımcı olur. Katı ve otoriter bir eğitim yerine, katılımcı ve öğrenci merkezli bir yaklaşım benimsemek, demokrasinin okullarda yaşamasını sağlar.

Yani; okullarda demokrasi eğitimi, yalnızca bir ders konusu değil, hayatın her alanına yansıyan bir gerekliliktir. Geleceğin bireylerini yetiştirirken onlara sadece bilgi vermek yetmez; aynı zamanda onları haklarını bilen, sorumluluklarının farkında olan ve demokratik değerlere sahip çıkan bireyler olarak yetiştirmek gerekir. Bu da ancak demokrasi kültürünün okullarda etkin bir şekilde yaşatılmasıyla mümkündür. Asla vazgeçmeden her zaman bin sabırla öğretmeye söz verelim .. 

Mutlu haftalar