Yaradan’a kul olduğunu söyleyen bir yığın yalancıyız. Kulluk bir otoritenin karşısında acziyetini anlayıp, teslim olmaktır. Teslim olunacak bu gücün, kâinatı ve eşsiz nizamı yaratan olması beklenir. Heyhat…
Hangi din olursa olsun ayrım gözetmeksizin şunu söyleyebiliriz ki, takipçileri mevcut haliyle ne kendilerinin ne de toplumların huzurunu sağlayabiliyorlar. Bu hakikat; dinin özünden, ruhundan uzaklaşıp, batıla sapmaktan kaynaklanıyor diyebiliriz…
Batıl otoriteler kişinin egosundan başlıyor, dünyevi menfaatler, aidiyet, grup, parti, lider gibi sahte tanrılar şeklinde karşımıza çıkıyor. Tartışmasız biat kültürü; aklı geriye atan, düşünmeyi terk eden muhakeme ve analizi değersizleştiren bir yapıyı oluşturuyor. Böyle bir yapıdan gelişme ve ilerleme beklemek hayaldir. Kutsal kitabımızda “Niçin akletmiyorsunuz? “diye birçok emir varken, kadim medeniyetimizin de tavsiyeleri dinlenmediği için takipçileri bakımından diğer dinlerden farklı bir konumda değiliz...
Kulluk; Yaradan’dan başkasına asla yapılmayacak bir acz beyanıdır. Bu beyan insanı özgürleştirir ve O’nun gücünü otoritesini tanımakla, hiç kimsenin karşısında kendisini küçük görmez. Bu kibir değil, tevazudur. Zira İsmet Özel’in ifadesi ile “Tevazu yerini bilmektir”. Her ikisi de yaratılmış iki insanın; birinin diğerine kulluk etmesi ve diğerini yüceltip ona kul köle olması ne acınası bir durumdur. Bu ideolojik ve inanç anlamında olsa da böyledir. Hangi inanç kişiyi putlaştırıp, yüceltiyorsa ki bu putlaştırılan peygamber bile olsa o inanç batıldır…
İdeolojilerin tevhit inancından farklı bir yolda olması liderini tanrılaştırır ve kısa zamanda sapkın bir yapıya dönüştürür ki bu ise bir toplum için en tehlikeli suç örgütü olmaya namzettir.
Hak olan kullukta diğer canlılara hatta cansızlara hizmet vardır. Zira Yaratan kulluğun kıymetini kişinin himmetine bağlamıştır. Numune insan da “Sizin en hayırlınız, başkasına en fazla faydası dokunandır” demiştir. Kulun kendisini beğendireceği, rızasını gözeteceği makam sadece Rabbi olmalıdır. Bunun yerine güç sahiplerine tapan, onların her sözünü eylemini hikmete yoran, bugün ak dediğine yarın kara demekten imtina etmeyen gruplar maalesef toplumun ekserisini oluşturmaktadır.
Allah’a kul olduğunu söyleyip, eylemleri ile tersini yapanların veya kula kulluk edenlerin fark edilmesi de Yaradan’a hakiki kul olmakla mümkündür. Zira onlar Allah’ın nuru ile bakar…
Muhabbetle…