Geçtiğimiz günlerde Alanya’dan Gazipaşa tarafına doğru eski turistik yoldan misafirlerimizle yaptığımız gezi neticesinde öğrendim ki; bu kadar güzel ve benzersiz yaratılmış doğayı, tarihle bezenmiş bu güzellikleri biz insanoğlu gerçekten hak etmiyoruz.  
   Genelde Tarihi ve Doğal SİT alanı olarak kayıtlarda yer alan güzergahımızda deniz ve manzarayı seyretmek için durduğumuz her noktada bırakılan çöpler ve talan edilen doğa ve tarihi yapılar, hem bu güzel tabiata ihanet, hem de gelecek nesiller için kötü bir miras olarak belleklerdeki yerini alacaktır.
   Merakla gezmek istediğimiz en önemli noktalardan birisi olan, Alanya Gazipaşa arasında Aydap mevkiinde yer alıp  eski D-400 karayolunun sağlı sollu kenarında konumlanan Iotepe Antik Kenti harabelerine vardığımızda ise olayın vahameti daha da anlaşılır durumda karşımıza çıkmakta. 
 Açık açık istila ve talan edilen, yok olmak üzere olan kent sessizce kaderine boyun eğmiş durumda. Tarihi Antik kentin güzelliklerini görmek yerine vahim halini izlemek bizleri gerçekten çok üzdü.
Benim görmeye çok alışık olduğum bu tablo ne yazık ki kendi ülkelerinde pek rastlamadıkları açıkça belli olan misafirlerimizi hayrete düşürürken üzülmelerine ve rahatsız olmalarına sebep oldu. 
‘’Misafirlerimizin neden Türkiye’de tarihi yerler ve doğa harikaları bu kadar hor kullanılıp sahipsiz bırakılıyor’’  sorularına verecek cevabımın olmaması ve söyleyecek bir şey bulamayarak geçiştirmem ise ayrı bir  handikap olarak yerini aldı.
    Çevreye atılan çöpler yetmezmiş gibi, harabeleri kaplayan çalılıkların geçtiğimiz yıllara oranla daha da artması, mevcut silüetin yok olmasının yanında, yer yer yıkılan yerlerin olması göze batan diğer olumsuzluklar olarak göze çarpmakta.  
Burada yaptığımız gezi esnasında denize bakan ayakta duran iki gözlü yapının içinde ateş yakılarak mangalını yapanların olması, her iki bölümü de özel şahsi localarıymış gibi kullanmaları ve gezmeye gelenlere sözlü tacizde bulunarak sataşmaları ise tüm nezaket kurallarına gem vurmaktaydı. 
   Olay çıkmaması adına yaşananlara göz yumarak veya duymazdan gelerek, sarhoşların mektubu okunmaz diyerek soğuk kanlı bir üslupla ayrıldığımız harabelerin içler acısı bu hali vicdanlarımızı daha da derinden sızlatarak iştahla çıktığımız gezide hevesimizi kursağımızda bıraktı. 
   Binlerce yılın yaşanmışlıklarının izini taşıyan, birçok uygarlığa ev sahipliği yapmış bu tarihi yapının bakımsızlıktan ve belirsizlikten kurtularak zamanında yaşattığı heybetli günlerin hatırına turizme kazandırılması elzem bir hal almıştır. 
   Ayrıca güvenlik sorunun aşılması için gerekli tedbirlerin alınması, daha çok kontrol yapılması, gerekirse  güvenlik kameraları ile donatılarak hem denetimi kolaylaştırıp, hem de tarihin talan edilmesinin önüne geçilebilme imkanı olacaktır. 
Bağlı bulunduğu kurumun himayesinde, arkeologların kontrolünde çalı çırpının temizlenerek, çöplerin kaldırılarak, görüş ve geziş ferahlığı sağlanmalıdır.
Can güvenliği açısından da taş düşme, yıkılma ve çökme tehlikesi olan yerler için de tedbir alınarak gerekirse o bölümler tel çitlerle çevrilerek girişe kapatılmalıdır.
  Tarih ve tabiatın bize sunduğu bu güzel nimetlerden birisi olan Antik Iotepe Liman Kenti tamamen yok olmadan gündeme taşıması bizden duyması yetkililerden diyerek bu haftalıkta yazımıza noktayı koyalım. 
Kalın sağlıcakla…