Sadece ülkemiz açısında değil tüm devletler ve insanlar için nesilden nesile devam eden miras sistemin vazgeçilmez iki temel kurumu var. Bunlardan biri ‘Nüfus’ diğer ‘Tapu’ dairesi.
Türkiye’nin en köklü kurumlarından olan Tapu Kadastro Genel Müdürlüğü de bu manada fevkalade önemli.
Alanya’da Tapu Dairesi ve mülkiyet hukukunun önemi geçen hafta gündeme gelen bir olay ile yeniden anlaşıldı. Bu konuda yaptığım araştırmalar ise uygulamadaki aksaklık ve açığı ortaya çıkardı.
Türk vatandaşları kimlik kartı/nüfus cüzdanı ile tapuda işlem yaptırırken yurt dışından gelenler pasaport ile işlem yaptırabiliyor. İçişleri Bakanlığı-Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü’nün verileri kimlik bilgilerinin kontrolü için Tapu Genel Müdürlüğü’ne açık. Çipli kimlik taranınca gerçek değilse anında kolluk kuvvetine durum bildirilip satışa onay verilmiyor. Yani sistem bu denli titiz ve güvenlikli kurulmuş.
Ancak yurt dışından gelenlerin pasaport ile işlem yaptırması durumunda aynı verilere ulaşılamıyor, kontrol mekanizması yok. Bu durum ise suistimali beraberinde getirmekte. Sahte pasaport ile yapılan işlem zamanında tespit edilemediği için sonradan ortaya çıkacak mağduriyet önce hazineye, daha sonra işlemi yapan personele rücu ettiriliyor.
Bence Dışişleri Bakanlığı’nın belki müdürler bazında olmak üzere tapuya yetki açması gerekiyor. Yoksa dolandırıcılık şebekeleri aslı gibi olan ‘sahte pasaport’ ile alım satım yapar, olan da gariban memura olur.
Elbette bu olayda adli makamlar mahkeme sürecinde, tapu kendi iç denetimde olayı irdeler, sorumlu ortaya çıkartır ancak bir taraftan da suçsuz kişi ve kurumlar yıpratılır.
Yapılması gereken ya pasaport ile satış yapılmayacak, ya da pasaport ile satış yapacaklar için bir dönem Ege Ordu Komutanlığına sorulduğu gibi ilgili makamlara sorularak cevabın gelmesi beklenecek. Aksi halde mevcut sistemin açığı ile daha çok kişi mağdur olur.