Herkese nasip olmayan eminlik, emin olma durumu Arapça elemin kelimesinden dilimize geçmiştir. Dürüstlüğüne, sözüne, emanete ihanet etmeyeceğine güvenilen kişiye emin sıfatı yakışır. Bir işe, bir göreve referans olunan insanın eminliği de önemlidir. Kendisine güvenin boşa çıkarılmaması eminliğin şiarındandır.
El emin sıfatı, numune insan sevgili Peygamberimizin henüz vahiy dahi gelmeden en bilinen özelliğidir. Topluluklar arasında bir tartışma söz konusu olduğunda, en çelişkili sorunlarda bile eminliğine güvenilerek hakem tayin edilen bir insandı. O’nun yolundan gittiğini söyleyenlerde ilk olması gereken sıfat da bu olmalıydı; eminlik. Kadim medeniyetimiz çağın gerisinde kalmadığı zamanlarda bu özelliği ile öne çıkmıştı. Fetihlerin alt yapısında bu eminlik vardı. Sözüne, haline güvenilen emin insanlar önce gönülleri fethedip sonra adaleti tesis etmişlerdi. Ordusunda tek bir askerinin dahi başkasının malına el uzatmadığını görünce Yavuz sefere çıkmıştı. Tebdili kıyafet pazar dolaşan Fatih’in İstanbul’u fethinin altında bu eminlik vardı…
İnsanın komşusunun kendisinden emin olması, yani ondan bir zarar gelmeyeceğini bilmesi de bir eminlik ölçüsüdür. İş arkadaşlarının kendisinden emin olması da böyledir. Nerede ne konuşacağı, nasıl davranacağı bilinmeyen insanın eminliği sorunludur. Yola çıkılan, dostluk kurulan insanın eminliği; gidilen yoldan önemlidir.
Eminlik ile aynı kökten gelen emanet sözcüğü de ihanet edilmemesi gereken değerleri ifade eder. “Allah’a emanet ol” kültürümüze yerleşmiş, Arapça “fi emanillah” sözünün karşılığıdır. En güvenilir, gücüne kudretine emsal olmayan, Yaradan’a emanet etmek en kestirme yoldur. Kutsal değerler, ahlak ve maneviyat numune güzel insanların eminliği ile toplumlara taşınır ve yüceltilir. Vatan ve bayrak gibi emanetler de uğruna can verenlerin, emin olan insanların elinde yükselir. Eminliğin zıttı ihanettir. Toplum önünde kutlu değerlere ihanet sadece kişinin kendisini bağlamaz. Kötü örnek; emsal ile yayılır ve toplumu ifsat eder.
Rahmet Peygamberi “Ahdine vefası olmayanın dini yoktur” demiştir. Sözüne güvenilmeyen, işi, ahlakı kötü insanın; dini öne çıkaran, şekilden öte gitmeyen davranışları topluma saçılan zehirdir. Halbuki numune insan “Ben güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” demiştir. Güzel ahlakın incelikleri vardır ve Türkçe ’ye de çevrilmiş İmam Nevevi’nin Riyazus Salihin kitabı okunası bir güzel ahlak şaheseridir.
Muhabbetle…